Aile Şirketleri ve Veliaht Koçu Sezin Sivri

Kadınların; tüm alanlarda aktif olarak yer alması; karar alma ve yönetim mekanizmalarında bulunması, o toplumun gelişmesi, ilerlemesi için son derece önemlidir. Bu ay Follow’a konuk olan isimlerden biri olan, erkek egemen dünyada gücü, özverisi ve bilgisiyle ön plana çıkan Sezin Sivri, pozitif liderliği ile iş dünyasına atılacak kadınlara ilham veriyor. Birçok alanda başarısını ispatlamış, yükselen bir ivmeyle kariyer hayatına devam eden Sivri, röportajımızda bahsettiği geleceğe yönelik projeleriyle iş dünyasında adından sıkça söz ettirecek görünüyor.

BUSINESS 10.07.2021, 15:14 14.07.2021, 16:02
Aile Şirketleri ve Veliaht Koçu Sezin Sivri

Başarılı iş insanı olarak, kariyer yolculuğunuzdan bahseder misiniz?

Kurumsal iş hayatımda Strateji Geliştirme, Erp – Bilişim ve İnsan Kaynakları alanlarında yönetici ve danışman olarak çalıştım. Sonrasında kendi işimi; danışmanlık şirketimi ve e– ticaret sitemi kurdum, ardından tekstilde kendi markamı yarattım.

Sentinus Danışmanlık ve Koçluk’un kurucusuyum; Profesyonel Koç, Mentor, Eğitmen, Konuşmacı ve Moderatörüm. Veliaht Koçuyum ve Aile Şirketleri danışmanıyım. Aile Anayasaları yazıyorum, işin ve ailenin işle olan ilişkilerinin kurumsallaşması üzerine danışmanlık veriyorum. Bağımsız yönetim kurulu üyeliği yapıyorum.

Kurum içi mentorluk, koçluk sistemleri kuruyorum. Kendi markam olan Pozitif Liderlik isimli yeni nesil liderlik modeli başta olmak üzere liderlik gelişim eğitimleri veriyorum.

Sürdürülebilirlik finansmanı bir diğer işim, Güney Afrika merkezli bir şirketin sürdürülebilirlik finansmanı çözümlerinde Türkiye partneriyim. Ayrıca şirketlere hisse bazlı yatırım yapan Doğu Avrupa ve Avrasya menşeli bir yatırım fonun da Türkiye temsilcisiyim. Bunların dışında teknoloji ile ilgili bir girişim arifesindeyim.

Medya sektöründe ulusal ve yerelde farklı medya kuruluşlarında köşe yazarlığı yaptım. Milliyet Gazetesinin Ege ekinde 13 yıldır köşe yazılarım yayınlanıyor. TEDx konuşmacısıyım.

En büyük yatırımımız insan üzerine olmalı. 

Pozitif Liderlik üzerine eğitimler veriyorsunuz, pozitif liderlikten kısaca bahseder misiniz? Eğitimleriniz nasıl gidiyor?

Pozitif Liderlik, eski iş odaklı ve kahraman liderlik anlayışının yerini alacak olan insan odaklı ve bütüncül yeni bir liderlik yaklaşımı. Özellikle iş dünyasında ama aslında toplumsal yaşamın her alanında fark ettiğimiz önemli bir değişime işaret ediyor ve çözüm sunuyor. Pozitif Liderler de günümüz dünyasının ihtiyaç duyduğu, odağında insan olan ve bizleri olumlu bir geleceğe taşıyacak olan yeni liderler.

En önemli kaynağımız insan. En büyük yatırımımız insan üzerine olmalı. Eğitim sistemini ve liderlik anlayışlarımızı ve çalışma şekillerimizi revize temeliyiz. Son derece eğitimli ve nitelikli çalışanlardan ve müşterilerden oluşan günümüz iş dünyasında, anlam ve mutluluk arayışı da git gide artıyor. Değerler ön plana çıkıyor. Dönüşümü destekleyen ve diğerlerini yönetmek veya yönlendirmek yerine güçlendiren, iyi hisseden ve iyi hissettiren pozitif liderlere ihtiyacımız var.

Üstelik liderlik artık sadece tepe yönetimin elinde değil bunu unutmamalıyız. Bir insanın -sıradan bir durumda bile- diğer insanların daha iyi olmaları için çaba göstermesi, gerçek anlamda bir liderliktir. Liderlik sadece iş dünyasıyla, siyaset ile, Endüstri 4.0 ya da teknoloji ile alakalı bir süreç de değildir. Toplumsal bir süreçtir. Kitlesel olduğu kadar bireyseldir de. Zaten Pozitif liderlikte de liderliği; kendimiz, takımımız, organizasyonumuz ve bütünün iyiliği için pozitif değişimi tetikleyebilmek, bunun için gerekli sorumluluğu alarak bilinçli seçenekler yaratabilmek olarak tanımlıyoruz.

4 yıldırı aşkın süredir, ülkemizin en önemli kurumlarına, farklı sektörlerdeki ve büyüklüklerdeki iş dünyası liderlerine, siyasilere, girişimcilere, sivil toplum kuruluşlarına Pozitif Liderlik eğitimi veriyorum, ayrıca 500 civarında lise ve üniversite öğrencisine bu eğitimi verdim. Sonuçlarını ve yarattığı etkileri ve değişimi gözlemleme ve ölçme sansım oldu. Geldiğimiz nokta çok sevindirici. Pozitif liderlik üzerine yaptığım Positive Leadership başlıklı TEDx konuşmamı arzu ederseniz izleyebilirsiniz.

Dönüşümü destekleyen ve diğerlerini yönetmek veya yönlendirmek yerine güçlendiren, iyi hisseden ve iyi hissettiren pozitif liderlere ihtiyacımız var.

İş dünyasında istikrarlı bir başarı yakalamanın sırrı nedir?

Kendinizi iyi tanımanız gerekiyor, ardından ne yapmak istediğinizi bilmek geliyor. Gözünü diktiğiniz yere gidersiniz. Büyümezseniz küçülürsünüz. Sizi buraya kadar getirenler, daha ileri götürmeyecektir. Değişmek, dönüşmek zorundasınız. Dünyanın gittiği ve gözünüzü diktiğiniz yere giderken sorunları, krizleri bir gelişim fırsatı olarak görmeli, çözmekten, öğrenmekten, gelişmekten keyif almalı, bunları da dayanıklılık ve uyum kapasitenizi arttırarak hayata geçirmelisiniz diyebilirim. Başarı böyle gelir.

Yakın bir zamana kadar geleceği erken okuyan, geleceği tahmin edip, buna göre pozisyon alanlar mutlu ve başarılı olur diyorduk. Bu tarifte biz geleceğin karşısında edilgen bir konumdaymışız gibi bir algı vardı. Oysa geleceğe katlanmak zorunda değiliz, geleceği tasarlayabiliriz ve geleceği yaratanlardan olabilirsiniz. Günümüz dünyasının global anlamdaki başarı tanımı ve sürdürülebilir başarının anahtarı da budur.

Negatif bir zihinle pozitif bir hayat yaşayabilmemiz imkânsız.

İş dünyasında pozitif bakış açısı ne kadar önemli ve yeterlidir?

Negatif bir zihinle pozitif bir hayat yaşayabilmemiz imkânsız. İyi hissedelim, iyi hissettirelim, savaş, şiddet, yıkıcı rekabet ve yıkıcı teknolojilerden arınmış bir dünyada yaşayalım istiyorsak öncelikle bakış açılarımızı değiştirmeliyiz. Her şeyi başarmamız imkânsız ama yeteneklerimiz, bilgimiz ve sevgimiz ile birçok şeyin üstesinden gelebiliriz. Negatif duygular ve negatif durumları yok sayalım demiyorum. Amaçsızca ve etkisizce gerçeklikten uzak bir Pollyannacılıktan da bahsetmiyorum. Yapamayacağımız şeylerin yapabileceklerimizi engellemesine izin vermemeliyiz. İçimizdeki en iyiyi bulmanın peşine düşmeliyiz. Her durumda elimizden gelenin en iyisini yapmak ve herkes için iyi olacak olanı yapmaktan bahsediyorum.

Pozitif Liderliğin ilk ve en önemli stratejisidir pozitif bakış; yaşamın her alanında ama özellikle de insanlarla ilgili olarak zihnimizi olumlu olan şeylere odaklamayı seçmektir. Nelerin olmadığına ya da neleri yapamadıklarına değil neyin yapabileceğine bakmaktır. Durum, olay ve kişilerde iyiyi görmek için çaba harcamalıyız. Ancak bu sayede fırsatları görebilir ve daha iyiye ulaşabiliriz.

İş dünyası sonuçlarla ilgilenir; fırsatları görebilmek ve hayata geçirmek, bunu yaparken de bizi o fırsatlara götürecekler insanlarla buluşmak, onları bir arada tutup liderlik etmek üzerine kuruldur. Bunu gerçekleştirebilmemiz için öncelikle bakış açımızın pozitif olması gerekir ama tabi ki tek başına yeterli değildir.

Teknoloji ve değişen dünya düzenine paralel olarak bizim de dönüşmemiz gerekiyordu, pandemi tüm bu süreçleri hızlandırdı.

Üzerinde durduğunuz yapay zekâ konusu var, önümüzdeki dönemde yapay zekânın hâkim olacağı alanlar nelerdir?

Yapay zekanın temelinde, makinelerin verileri işleyerek insanlarda olduğu gibi kendi kendine öğrenme kabiliyeti geliştirmeleri anlamına gelen makine öğrenimi yatıyor. Teknolojideki yeri; her çeşit bilgiyi işleme yöntemini değiştirerek noktaları birleştirmek olarak tanımlıyor. Yapay zekâ, sanal gerçeklik, otonom araçlar, makine öğrenimi, veri işleme ve robotlar; bu kavramların hepsi birbirine bağlı.

Zaten hali hazırda pek çok alanında yapay zekâ aktif olarak kullanılmakta. Bunlara örnekler; tüketici davranışları ile pazarlama, sağlık, eğitim, güvenlik, ulaşım, mobilite, tarım, finans ve bankacılık sektörleri. Yakın gelecekte bu sektörlerdeki kullanımı daha da artacak ve hayatımızın her alanında aktif olarak yapay zekâ kullanıldığını göreceğiz.

Distopik bilim kurgu filmlerinin başrolünde olan yapay zekâ, ilk başta karanlık bir algı yaratabiliyor ama öyle olmaması bizim elimizde. Öncelikle yapay zekayı bir tehdit olarak görmekten vazgeçmeliyiz, insana ve insanlığa hizmet edecek şekilde kurgulamalıyız. Bu noktada yapay zekayı geliştirenlerin etik değerleri yüksek insanlar olması da çok önemli.

Değerlerimizi koruyarak her alanda değişimin, dönüşümün ve yeni dünya düzenin bir parçası olmalıyız.

Pandemi sürecinden geçerken, sizin bu süreçte neler yaptığınızdan, iş ve kişisel olarak ne tür önlemler aldığınızdan bahseder misiniz?

Pandemi sürecinde özellikle danışmanlık, uzaktan eğitim ve liderlik koçluğu işlerim çok yoğunlaştı diyebilirim. Dernekler adına projeler yürüttüğüm ve instagram canlı yayınlarını yaptığım için de genelin aksine bana ekstra zaman kalmadı. Zaten çok kitap okurdum ve farklı alanlarda sürekli eğitim alırım, pandemi sürecinde de bol bol eğitim aldım. Daha çok meditasyon yaptım, toplu meditasyonlara katıldım. Şamanik yolculuklara ara vermiştim, tekrar başladım. Clubhouse etkin kullanıyorum; Pozitif Liderlik ve Aile Şirketleri Kulüplerimde odalar açarak yayın yapmaktan keyif alıyorum.

Uzaktan liderlik ve hibrit çalışma konuları ile yeni girişimlerim üzerine odaklandım diyebilirim. Her şeyden önce sağlık, pandeminin gereği her kurala uydum ve her önlemi aldım.

Pandemi sürecini atlatabilirsek, eski yaşantımıza dönmemiz mümkün müdür? Sizin düşüncelerinize göre bizi neler bekliyor?

Endüstri 4.0 ile geldiğimiz noktada artık eski klasik liderlik anlayışı ve çalışma şekli ile iş yapabilmemiz, zaten imkansızdı. Küresel rekabet ortamında teknoloji yatırımı da dijital dönüşüm de artık bir seçim ya da tercih değil, tamamen bir zorunluluktu. Bununla birlikte toplum 5.0 da bize yaşam şekillerimizin değişeceğini açıkça işaret ediyordu. Teknoloji ve değişen dünya düzenine paralel olarak bizim de dönüşmemiz gerekiyordu, pandemi tüm bu süreçleri hızlandırdı.

Vizyoner ve kaynağı olan işletmeler ve bireyler de zaten bu alt yapıların hazırlıkları içindeydiler. Tabi pandemi ile sağlık ve çalışan güvenliği konuları farklı bir noktaya taşınmış olsa da aslında öngördüğümüz bir boyuttu ve bu vesile ile erkene alınmış oldu. Bütünün iyiliğini, sevgi temeli eylemleri, doğanın, insan sağlığının ve sürdürülebilirliğin önemini de anlamış olduk.

Bu noktada değişime direnmenin, eskiyi aramanın, eskiye tutunmanın bir faydası olmayacağı gibi eskiye dönmekte mümkün olmayacaktır. Değerlerimizi koruyarak her alanda değişimin, dönüşümün ve yeni dünya düzenin bir parçası olmalıyız. Adaptasyon gücümüzü, dayanıklılığımızı yüksek tutmalı, odağımıza gelişimi ve insanı koymalıyız.

İçimde bitmek bilmez bir yaşam enerjisi, farklı şeyleri görebilme yeteneğim, değişik bir bakış açım ve güçlü bir hayal gücüm var.

Aile ve özel yaşantınıza gelecek olursak, nasıl bir Sezin Sivri bizi karşılar? Neler yapar, nelerden hoşlanır?

Ne kadar sakin görünsem de disleksi olduğum için yerimde durmam biraz zordur. Bunu bir lütuf olarak görüyorum. İçimde bitmek bilmez bir yaşam enerjisi, farklı şeyleri görebilme yeteneğim, değişik bir bakış açım ve güçlü bir hayal gücüm var. Farklı ilgi alanlarım olmasına rağmen bunların hepsiyle eş zamanlı ilgilenebiliyorum.

Yaz benim için çok önemli. Teknemde ve denizde olmaktan büyük keyif alıyorum. Seyahat diğer ayrı bir tutkum, işim gereği Türkiye’nin pek çok iline gidiyorum zaten. Onun dışında yurt dışına çok sık seyahat ederim. Tam bir dünya insanıyım, nerde olursam olayım kendimi evimde gibi hissedebiliyorum. Güzel yemeklerden, gurme lezzetlerden, dünya mutfaklarını denemekten ve atmosferi özel, ambiyansı, ruhu olan mekanlara gitmekten büyük keyif alıyorum. Her gün düzenli meditasyon yaparım. Büyük aile seviyorum. Farklı profillerde pek çok arkadaşım vardır. Herkesi bir araya getiririm, sosyal biriyimdir.

Çok kitap okurum, benim en değerli şeylerim kitaplarım. Bilimi ve teknolojiyi yakından takip ederim. Rezonans konunu, kuantum, nörobilim ve yapay zekâ odağımda olanlar. Ayrıca bilimle, spiritüalizmi ve ezoterik öğretileri birbirine yakınlaştıran ve birbirlerini doğruladıkları konular üzerinde çalışan bilim insanlarını yakından takip ediyorum. Sosyal girişimcilik konusunu da çok önemsiyorum. Pek çok sivil toplum ve meslek kuruluşunda aktif yer alıyorum. İnsana dair her şey ve henüz çok gündemde olmayan yakın geleceğin konularını bulup, uğraşmak benim ilgi alanlarım.

İnsana dair her şey ve henüz çok gündemde olmayan yakın geleceğin konularını bulup, uğraşmak benim ilgi alanlarım.

Gelecek dönem için farklı plan ve projeleriniz var mı?

Pozitif liderliğin ve koçluğun insanlar üzerindeki dönüştürücü gücünü ve etkili birer araçlar olduklarını bildiğim için her daim odağımda olacaklar. Aile şirketleri de hem dünya genelinde hem de ülkemizde ekonominin lokomotifi olma özelliği taşıdığı, toplumsal, kültürel ve çevresel pek çok alanda da değer yarattığı için aile şirketleri ile çalışmalarımdan da vazgeçmem imkânsız.

Bunların yanı sıra hayata geçirmeyi çok arzu ettiğim ve üzerinde çalıştığım teknolojiye ve dijital platformlara yönelik iki farklı projem var. Dijital çağın parlayan yıldızlarından birkaç alanında yeni girişimler ve yatırımlar gündemimde.

Fırsat bulup pozitif liderlik üzerine yazdığım kitabımı artık bitirmek istiyorum. Televizyon programı yapmam için teklifler geliyor ama doğru zamanı bekliyorum.

Yorumlar (0)
Ayın Anketi Tümü
Yeni Yıl'da Hangi Kararları Alıyorsun?
Yeni Yıl'da Hangi Kararları Alıyorsun?
10
açık