Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Nicel Taşdemir

Göz alıcı bir kariyerin ve mesleki tutkunun izlerini taşıyan Dr. Nicel Taşdemir olağanüstü bir eğitim ve deneyim geçmişine sahip olduğunu gözler önüne seriyor. Antalya'dan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne uzanan yolculuğu, mesleğine olan derin bağlılığının ve sürekli gelişim arayışının bir yansıması olarak parlıyor. Mesleğinin zirvesinde bir uzman olarak, kadın hastalıkları ve doğum alanında tüp bebek tedavileri ile ilgili yoğun çalışmaları bulunan Taşdemir, bu alandaki uzmanlığının ötesinde, laparoskopik ve histeroskopik cerrahinin önemini vurguluyor ve bu alanlarda da önemli bir katkı sunuyor. Klinik başarısının ardında yatan sırları açıklayan Taşdemir, başarının sırrını hekim ve laboratuvarlar olduğunu vurguluyor. Eskişehir Acıbadem Hastanesi'nde yaptığı çalışmaların etkisini, sadece yerel değil, aynı zamanda uluslararası düzeyde gösteriyor. Hastalarının çoğu şehir dışından gelen Taşdemir aynı zamanda uluslararası hastaları da kabul ediyor ve çok ilgi görüyor. Bu, sadece mesleki yetkinliğinin değil, aynı zamanda güvenilirliğinin ve itibarının bir kanıtı. Son olarak, tüp bebek tedavilerindeki genetik testlerin önemini vurgulayarak, sadece mesleki görevini yerine getirmekle kalmıyor, aynı zamanda geleceğe yönelik bir vizyonun da altını çiziyor.

ESKİŞEHİR 27.04.2024, 15:07 Muhabir
Kadın Hastalıkları, Doğum ve  Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Nicel Taşdemir

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

İlköğretim ve lise eğitimimi Antalya’da tamamlayıp, üniversite eğitimimi ise derece ile kazandığım Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tamamladım. Dr. Zekai Tahir Burak Eğitim Araştırma Hastanesi’nde Kadın Hastalıkları ve Doğum alanında uzmanlık eğitimi aldım. Yaklaşık 12 sene Ankara’da yaşadıktan sonra mecburi hizmet için Siirt’e gittim. Mecburi hizmet sonrası 2010 yılında üniversitede öğretim üyesi olarak çalışmaya başladım. Tekirdağ’da Yardımcı Doçent ve Doçent kadrolarında yaklaşık 8 sene kadar çalıştım. Mesleğimin en güzel dönemlerinden biri öğrenci ve asistanların teorik ve cerrahi eğitimlerine katkı sağladığım aynı zamanda mesleğimin özel alanlarında kendimi geliştirmeye adadığım bu süreçti. Bu süreçte Ankara Üniversitesi'nde, Tüp Bebek Kliniği yönetmek üzerine eğitim aldım, aynı zamanda İsveç’de Avrupa’nın önemli eğitim merkezlerinden birinde Laparoskopik ve Robotik cerrahi üzerine eğitim alma fırsatım oldu. Üniversitedeki öğretim üyeliği serüvenim, öğrenme-öğretme, aynı zamanda yoğun akademik ve hekimlik hizmeti verdiğim bir dönem olarak geçti. Halen ülkemizin dört bir yanında hizmet veren birçok öğrencim ve asistanımdan güzel haberler almak beni çok mutlu ediyor. Üniversite deneyimi sonrası yurt dışında 2 sene kadar bir Tüp Bebek merkezini yönettim. O sürecin sonunda Eskişehir Acıbadem Hastanesi Tüp Bebek Merkezi direktörlüğü teklifi gelmesiyle yaklaşık 5 yıl önce Eskişehir’e geldim. Kliniğimizi bölgedeki en önemli merkez haline kısa sürede getirdik.
Meslek ve akademik hayatım boyunca özellikle üreme tıbbı ve minimal invaziv cerrahi konuları başta olmak üzere birçok konuda bilimsel araştırmalar yaptım. Bu bilimsel çalışmalarım aralarında dünyanın en saygın bilimsel mecraları da olan uluslararası ve ulusal dergilerde yayınlandı. Bu yayınlar bilimsel itibarın göstergesi olarak sonrasında yazılan birçok makale tarafından atıf aldı ve önemli dergilerdeki derleme makalelerine konu oldu. Yine akademik hayatım boyunca ve halen yurt içi ve yurt dışı kongrelere iştirakim hem konuşmacı hem katılımcı olarak sürmektedir. Yine tüp bebek tedavileri ile ilgili belirli teknikleri ülkemizde ilk uygulayan hekimlerden biri olarak alanımdaki gelişmeleri yakından takip etmeye devam etmekteyim.
Altı yaşında bir oğlum var. Özel zamanlarımda onunla vakit geçirmeyi, müzik dinlemeyi ve enstrüman çalmayı severim. Son zamanlarda tarih, felsefe, kişisel gelişim alanlarına daha yoğun ilgi duyuyorum. Doğa içinde olmayı çok seviyorum. 

Doktor olmaya nasıl karar verdiniz? Kadın Hastalıkları ve Doğum alanını seçmenizin nedeni nedir?

Aslında çocukluk çağlarından itibaren ailemin de yönlendirmeleri ile doktorluk aklımdaki en ön planda olan meslekti. İçine girmeden tabii bu mesleğin ne kadar yorucu olabileceğini ve hayatınızın çok büyük bir kısmını kapsayabileceğini bilemiyorsunuz. Annem ve babam öğretmen olduğu için onların da teşvikleriyle başarılı bir öğrenci olarak Tıp Fakültesi'ne girmeyi tercih ettim. Bu zorlu ve yıllar süren emek sürecini ancak içine girdiğinizde tam anlamıyla anlayabiliyorsunuz. Kadın Hastalıkları ve Doğum branşına gelince de Hacettepe Üniversitesi‘ndeki asistan abilerimin teşvikleri ve branşın çok farklı yönlerden insanların hayatına olumlu anlamda dokunabilme fırsatı sağlaması bu branşı seçmem de etkili oldu. Tüp bebek ise Kadın Hastalıkları ve Doğum alanında çocuk sahibi olmakta zorluk çeken ve bazen çocuk sahibi olması imkânsız insanlara yardım edebileceğim çok keyifli bir alan.

Uzmanlığınızda ve özellikle alanınızda en çok zaman ayırdığınız konular nelerdir?

Yaklaşık 8 senedir Kadın Hastalıkları ve Doğum branşının tüp bebek tedavileri alanı ile ilgili yoğun olarak çalışıyorum. Geçmişte yurtdışında bir tüp bebek merkezi yönetmiştim. Son 5 yıldır Eskişehir Acıbadem Hastanesi bünyesindeki Tüp Bebek Merkezi'ni yönetiyorum. Avrupa standartlarında, bölgenin en başarılı ve yoğun tüp bebek merkezini işletmenin gururunu yaşıyorum. Tabii tüp bebek tedavilerinin yanı sıra laparoskopik (kapalı) ve histeroskopik cerrahileri de yoğun olarak uygulamaktayız. Bu tür cerrahiler hastaların en az ağrı ve sıkıntı yaşadığı, normal hayatlarına hızlıca döndükleri cerrahilerdir. Tüp bebek tedavisinin başarısında en önemli faktör hekim tecrübesi ve laboratuvarın yüksek standartlarda hizmet verebilmesidir. En büyük uğraşımız bu standartları üst düzeyde korumak ve çocuk sahibi olmakta zorlanan, bazen birçok seçeneği denemesine rağmen sonuç alamayan hastalara çözüm üretmekle geçiyor.

Hastalarınız size hangi durumlarda başvurmaktadır?

Bize gelen hastalarımız genellikle normal yolla gebelik elde edemeyen çiftlerden oluşur. Kadın yaşı, hastaların değerlendirilmesinde en önemli faktörlerdendir. 35 yaş altındaki kadınlarda 1 yıl korunmasız düzenli ilişkiye rağmen gebelik elde edilememişse çiftin bize başvurmasını istiyoruz. Kadın yaşı 35’in üstündeyse bu süreyi 6 ay ile sınırlandırıyoruz. Tabii hastaların bildikleri, çocuk sahibi olmalarına engel olabilecek problemleri varsa bu hastalarda belirtilen süreleri beklemeden de değerlendirme yapılabiliyor. Mesela adet düzensizliği olan kadınlar, yumurtalık yetmezliği olanlar ve erkekte sperm azlığı olan durumlarda hastalar ivedi şekilde değerlendirmeye alınır. Bu süreler beklenmez. Bazen evli olmayan kadınlar ve erkekler de bize başvurmak durumunda kalırlar. Yumurtalık rezervi düşük kadınlarda evli olmasalar bile menopoza girmeden yumurtalarını dondurmak için gelebilirler. Yine kanser nedeniyle kemoterapi ve radyoterapi alacak erkek ve kadın hastalar bekarken gelip üreme hücrelerini dondurup saklatabilirler. Bu sayede kadınlar menopozda olsalar da erkeklerin de sperm hücreleri kalmasa bile dondurulmuş hücrelerinden çocuk sahibi olmaları evlendiklerinde mümkün olabilmektedir.
Kliniğimizde hastalarımıza ücretsiz ön görüşme hizmeti veriyoruz. Aslında bunu bir kamu hizmeti olarak görüyoruz çünkü bu görüşmelerde hastalarımızın çevreden duydukları ile kafalarının karışmış olduğunu, bazı durumlarda ise acil müdahale edilmesi gereken hallerde geciktiklerini görüyoruz. Bazı hastalara tedavi önerirken bazı hastalara beklemelerini tavsiye edebiliyoruz. Tedavinin en önemli kısmı olan tedavi planlamasını yapıyoruz, durumlarının aciliyet arz edip etmediğini söyleyebiliyoruz. Bu şekilde hastalar güvenle kliniğimizden ayrılıyorlar. 

Kliniğinizdeki yüksek başarıyı hangi faktörlere bağlıyorsunuz?

Tüp bebek tedavilerinde başarı hem hastalar hem de hekimler için çok önemlidir. Hastalar bazen yıllar süren çocuk hasretlerini sonlandırmak için maddi ve manevi olarak büyük bir efor sarfeder ve tedavilere başvururlar. Sonuç alamadıklarında büyük hüsrana uğrarlar. Hekimler açısından da hastalarını bir an önce bebeklerine kavuşturmak temel amaçtır. Burada başarı birçok faktöre bağlıdır. Söz konusu tüp bebek tedavileri ise en önemli faktör tecrübeli bir hekim ve iyi bir laboratuvardır. Tüp bebek tedavilerinin yapıldığı laboratuvarlar çok özel alanlardır. Burada anne rahmini taklit eden cihazlar, sperm ve yumurtanın birleştirilmesinde kullanılan mikro düzeyde hassasiyete sahip aletler mevcuttur. Zor olan kısım o enstrümanların ustalıkla koordine bir şekilde kullanılması ve laboratuvar standartlarının dakika dakika monitörize edilmesidir. Laboratuvarın kurulmasından daha zoru o laboratuvarın standartlarının bozulmadan korunmasını sağlamaktır. Bu da ileri teknolojinin yanı sıra bu teknolojik alt yapıyı ustalıkla yönetebilecek ekiplerin varlığına bağlıdır.  Kliniğimizde bu standartları sağlamak için ciddi yatırım sürekli olarak yapılmakta ve sistem sürekli ve sistematik olarak denetlenmektedir.Bu da yüksek başarıyı, çok zor ve çeşitli mecralarda sonuç alınamayan hastalarda gebelikleri beraberinde getirmektedir. 
Dünyada tüp bebek tedavileri ile ilgili uygulanan ve faydasına inandığımız tüm yöntemler ve teknolojiler kliniğimizde başarıyla uygulanmaktadır. 
 

Eskişehir dışından da çok fazla hastanız olduğunu biliyoruz. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Merkezimize gelen hastaların yaklaşık yarısı şehir dışından geliyor. Hatta bir kısım hasta da yurtdışından merkezimize başvurmakta. Sadece bu ay için örnek vermek gerekirse Belçika, Almanya, İngiltere, Kosova ve Fransa’dan gelen hastalarımızın başvurularını kabul ettik. Çevre illere baktığımızda Afyon, Bilecik ve Kütahya açısından en başarılı yakın merkez Eskişehir Acıbadem Hastanesi olduğu için bu illerimizden yoğun olarak hasta kabul ediyoruz. Yine Ankara, İstanbul ve Bursa’dan ulaşımın kolay olması nedeniyle hastalar kabul ediyoruz. Ulaşım açısından hastalarımız için zor olsa da İzmir, Adıyaman, Kars, Diyarbakır gibi uzak illerden yani ülke genelinden de çiftlerimiz başvurmaktadır. 
Tüp bebek tedavilerinde hastaların teveccühünü belirleyen en önemli faktör sizin başarılarınız ve sizinle bebeklerini kucağına almış, özellikle başka mecralarda uzun yıllar sonuç alamayan hastalarınızın referansıdır. Bu çiftlerin uğraş, emekleri ve hayal kırıklıkları yakın çevreleri tarafından bilindiği için sizin vesilenizle problemlerinin çözülmesi, size önemli oranda haklı bir itibar kazandırır. Örnek vermek gerekirse Kars’ta yaşayan ve birçok merkezde çocuk sahibi olman mümkün değil şeklinde geri dönüş alan bir hastamızın bebeğine kavuşması ile Kars’tan o sene içerisinde 5 hasta daha kliniğimize başvurdu.  Kliniğimize başvuran hastaların yaklaşık üçte biri, yakını veya tanıdığının referansı ile bize başvurur. Bu bizim yıllar içinde oluşturduğumuz önemli bir itibar ölçeğidir. 
Hastaların uzak illerden özellikle yakın takip ile ilerleyen tüp bebek tedavisi süreçlerinin nasıl yönetileceği ile ilgili endişeleri olabiliyor. Fakat bu endişeler uygun planlama ile yerini efektif bir tedaviye bırakıyor. Yurt dışındaki hastalarımıza bile zorlanmadan tedavilerini gerçekleştirebilmeleri için uygun planlamaları yapabiliyoruz. 
Bilindiği üzere tıp alanında dünyanın birçok ülkesinden daha ileri seviyede ve uygun maliyetle hizmet vermekteyiz. Dünyada tüp bebek tedavilerinin en ucuza ve yüksek kalitede yapıldığı ülkelerden biri ülkemiz. Aynı zamanda Almanya gibi gelişmiş ülkelerde oradaki mevzuat nedeniyle yapılamayan Talasemi taraması gibi genetik testler embriyolara en son teknoloji ile kliniğimizde yapılabilmekte. Yurtdışında yumurta rezervi düşük olan ve özellikle 40 yaş üstü hastalar klinikler tarafından tedaviye alınmamakta. Yine kliniğimizde bu tarz hastalara yoğun uğraşlar ile sonuç verebilmekteyiz. 

Genetik testlerin tüp bebek tedavilerinde kullanımı ile sağlıklı bebeklere kavuşmak mümkün mü?

Genetik teknolojilerinin tüm dünyada hızla gelişmesi ile tüp bebek uygulamaları da değişti. Tüp bebek tedavilerindeki en önemli avantaj bebeğin laboratuvar ortamında oluşturulması nedeniyle daha anne rahmine ulaşmamış bebeklerin genetik açıdan incelenme olasılığının mevcut olmasıdır. Bu sayede sık görülen Down sendromu gibi kromozomal bozukluklar, SMA, Talasemi gibi tek gen hastalıkları yüksek doğrulukta embriyolar anne rahmine transfer edilmeden taranabilmektedir. Bu sayede özellikle tedavisi mümkün olmayan genetik hastalıklar açısından taşıyıcı olan ve yüksek riske sahip çiftlere travmatik tecrübeler yaşamadan sağlıklı bebekler vermek mümkün olmaktadır. Kliniğimizde dünyada mevcut olan tüm genetik testler uygulanabilmektedir. 

Hiç evlenmemiş yada boşanmış olup hâlâ çocuk sahibi olmak isteyen kadınlara ne önerebilirsiniz?

Hem dünyada hem ülkemizde sosyal şartlara bağlı olarak evlilik yaşları giderek ilerlemektedir. Aynı zamanda maalesef boşanma oranları da yükselmektedir. Bu durumlarda çocuk arzusu olan kadınlar için temel problem yaştır. Bu istatistiksel verilere rağmen yüzyıllardır kadınların doğurganlık potansiyeli değişmemiştir. 
Kırklı yaşlardan sonra belirgin bir düzeyde azalmakta, 45  sonrası ise oldukça  düşmektedir. Bu değişmeyen gerçeklere bağlı sorunlara tüp bebek teknolojilerinin önemli bir faydası vardır. Evli olmasalar da özellikle yumurtalık kapasitesi düşük kadınların yumurtalarını dondurarak uzun yıllar saklamaları mümkündür. Bu sayede evliliklerini menopoz sonrası dönemde dahi yapsalar çocuk sahibi olma şansları baki kalmaktadır. Bunu yapmayan kadınların ise menopoz sonrası başka bir deyişle yumurta hücreleri tükendikten sonra çocuk sahibi olmaları tüp bebek tedavileri ile bile mümkün değildir. Bu anlamda hastaların yakın zamanda evlilik planları yoksa yumurtalık kapasitelerini basit testler ile değerlendirtip zamanında hücrelerini saklatmaları önem arz etmektedir.  
 

Yorumlar (0)
Ayın Anketi Tümü
Yeni Yıl'da Hangi Kararları Alıyorsun?
Yeni Yıl'da Hangi Kararları Alıyorsun?
10
açık