SOFAR ESKİŞEHİR: Müziğin Şehre Dokunuşu NİLUFAR HASANOVA
Müziğin yalnızca sahnelerde değil, evlerde, atölyelerde, arka bahçelerde; kısacası hayatın tam içinde var olabileceğine inanan bir isim... Sofar Eskişehir'in yürütücüsü olarak şehre gizli kalmış melodiler ve samimi buluşmalar armağan eden Nilüfer Hasanova, müziğin büyüsünü Eskişehir'in sokaklarına taşıyan enerjisiyle tanınıyor. Onun önderliğinde şekillenen bu yolculuk; keşfetmenin, paylaşmanın ve birlikte üretmenin sihirli bir birleşimi haline gelmiş durumda. Nilufar Hasanova ile bir araya gelip, Sofar'ın Eskişehir'de nasıl bir topluluk ruhu yarattığını, perde arkasında yaşananları ve bu özgün deneyimin şehirde bıraktığı izleri konuştuk.

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Ben, Nilufar Hasanova, Sofar Sounds'un Eskişehir küratörüyüm. Hali hazırda Anadolu Üniversitesi, Halkla İlişkiler bölümü üzerine doktora yapmakta ve 9.5 aydır da Anne adını taşımaktayım.
Sofar’a nasıl dahil oldunuz?
Sofar'ı Bakü'den biliyorum. Azerbaycan'lıyım ve Eskişehir'e 2019 senesinde yüksek lisans için gelmiştim. Kısmet öyle oldu ki, artık Eskişehir'de yaşamaya başladım. Öyle olunca da böylesine müthiş ortamı Eskişehir'de de görmek ve bir parçası olmak istedim. Londra'ya mail gönderdim ve eğer Sofar Eskişehir ekibi varsa, onlara katılmak istediğimi belirttim. Öğrendim ki, Eskişehir'de bir ekip kurulmamış, Sofar Eskişehir'de yok ve böylelikle küratör olma kararına vardım ve başvuru yaptım. En hızlı kabul alan şehirlerden biri olabiliriz. Bu beni çok mutlu etti! Sofar, sanat şehri Eskişehir'e inanılmaz yakışıyor!
Ben bir sanatçı değilim, ancak müziği, sanatı çok sevdiğim için bu platformun bir parçası olmak istedim. Hep derim belki de babamın genleri beni etkiledi, kendisi gençliğinde Tar müzik aletini profesyonel bir şekilde çalmış, 5 il eğitimini tamamlamış ve konserlerde yer almıştır. Ben buna şahit olamadım maalesef, ancak fotoğraflardan babamın o halini görebilmiştim.
Sofar etkinliklerinin arkasında nasıl bir fikir ve motivasyon yatıyor?
Sofar 2009'da Londra'da ortaya çıkıyor. Bunun arkasında arkadaşların önce evde oturup kendi müziklerini özgürce söyleyebilmek, dikkatli şekilde dinlenilmek ve tatlı sohbet etmek isteği bulunuyor. 5-6 arkadaş içeceklerini eline alıyor, birisi kanepede, birisi yerde halıda, birisi ayakta durarak, samimi bir ortamda keyifle müzik yapıyor, sohbet ediyorlar. Sonra çevreden bu ortama dahil olmak isteyenler oluyor ve böylelikle önce şehirlere, sonra ülkelere yayılıyor ve insanlar evlere sığmamaya başlıyor.
Sofar konserlerindeki samimi atmosfer sanatçı ile izleyici arasında nasıl bir bağ kuruyor?
Sofar'larda ortalama 40-50 kişilik minik konserler gerçekleştiriliyor. Herkes minderlerde oturuyor ve sanatçı ile arasında bir "basamak" ya da 4. Duvar olmuyor. Bu da o bağı geliştiriyor. Sofar'da sanatçılar kendi bestelerini söylerler, hikayelerini anlatırlar, izleyici ile konuşurlar. İzleyiciler de sanatçıları dikkatli şekilde dinlerler, müziğe odaklanırlar. Aralarında sohbet etmez ya da telefona bakmazlar. Tüm bunlar bu müthiş bağı oluşturuyor.
Sofar deneyimini geleneksel konserlerden farklı kılan en önemli şey nedir?
Sofar'ı farklı kılan en önemli şey ruhudur. Samimiyet, kaliteli müzik, dikkatli dinleyici, gizli konsept, güven, networking, özgür sanat ve ev ortamı bizi ifade eden kelimelerdir.
Her konser farklı mekanda gerçekleşiyor. Sofar, otoparklardan müzelere, galerilerden çatılara, evlere kadar alışılmışın dışında yerlerde gerçekleşir. Mekan ve sanatçılar gizli tutulur. İnsanlar nereye geleceklerini ve kimlerin sahne alacaklarını bilmeden katılım gösterir. Bu da beraberinde deneyime açıklık, güven getirir . Konum katılımcılarla 36 saat önce paylaşılıyor, sanatçıları ise etkinlik günü keşfediyorlar. Her konserde 3 farklı sanatçı ve farklı tarzlar yer alır.
Aynı zamanda etkinlikte kişi sayısı az olduğu için insanlar kolay şekilde kaynaşabiliyor, bu da ortamı sıcak, aurayı yüksek tutuyor.
Ayrıca, gittiğimiz her yeri ev ruhuna yaklaştırırız. Minderlerde oturur, ortamı ev haline getiririz. Bu yüzdendir ki iki önemli sembolimiz vardır: halı ve minder.
Kısacası, ben bu şey Sofar'ı farklı kılıyor diyemem. Çünkü tamamıyla, bütün bir ortamı ile Sofar farklıdır, özeldir.
Sizce Sofar gibi bağımsız platformlar müzik endüstrisinin geleceğinde nasıl bir rol oynayabilir?
Sofar müzik endüstrisinin ana damarı olmasa da, kılcal damarlarından biridir diyebilirim. Bir sanatçı yeni bir şarkı yapmış olabilir ve bunu sunmaktan emin olamayabilir. Böyle bir zamanda Sofar'a gelebilir ve şarkısını söyleyerek nabız tutabilir. Dinleyicimiz dikkatlidir ve bu konuda sanatçıya iyi yön verebilirler. Sanatçılarımızın bir çoğu en az 1 şarkısını ilk kez Sofar'da söylemiştir.
Bunun dışında söylemeliyim ki, Kalben, Ufuk Beydemir, Billie Eilish gibi şarkıcılar da yaratıcılıklarının başında Sofar'da yer almışlar.
Küçük bir topluluk olsak da, global olmamız sanatçılar için bir basamak da olabilmektedir. Hangi şansın nereden geleceği hiç belli olmuyor.