Modern ve şık stili ile Metehan Kılıç

İş yaşantınız dışında kendinizi nasıl tanımlarsınız?

Zamanın ruhunu okumaya çalışan, özellikle sosyal gelişmelerden, neden ve sonuçlarından haberdar olmak isteyen, geçmişin getirdiklerini, geleceğin ümidini taşıyarak yaşamaya çalışan, yaşanan andan keyif almaya, etrafımdakilere de bu keyfi aşılamaya çalışan bir yapım olduğunu düşünüyorum. Toplumda her bireyin bir mozaiği oluşturan taşlar gibi, tek tek değerli ve vazgeçilmez, bir arada olabilmenin de bir o kadar güzel ve anlamlı olduğunu düşünüyorum.

Özel yaşantınız nasıl geçiyor, öncelikleriniz nelerdir?

Yaşadığımız her anın, hastalarım da dahil olmak üzere karşılaştığım tüm insanların özel olduğunu, birbirimizin yaşamlarına anlam kattığını düşünürüm. İşte ya da bunun dışındaki zamanlarda tüm insanların zaman zaman kendilerini dinlemelerini, düşünmelerini önemserim. Hayatın tüm aşamalarında bir aynayla birlikte olduğumu, söz ve yapılan işlerin hepsinin o aynadan size yansıdığını duyumsarım. Ne yaparsanız kendinize yaparsınız, bu yüzden her zaman aynanızı pırıl pırıl, aydınlık ve sevecenlik içinde tutmalısınız. Sevdiklerinizle güzel, anlamlı zaman geçirmeniz çok önemlidir, bu ileride çok işinize yarayacak ve sizi zinde tutacak güzel anılar biriktirmenize neden olacaktır. Oğullarım en öncelikli, en anlamlı varlıklar tabii. Her gün onlarla bir şeyler paylaşmak, onların bakış açısıyla görmeye çalışmak en büyük tutkularımdan.

İlgi alanlarınız nelerdir, hayattan daha fazla keyif almanızı sağlayan tutkularınız var mıdır?

Bireysel düşünsel gelişimime katkısı olacak her şeyi tatmak isterim. Kitap okumayı, başkasının gözüyle bakmayı, yeni bakış açılarının önünüze kocaman, başka dünyalar açmasını çok seviyorum. Bilgi ve düşünce dünyamı geliştirecek insanlarla tanışmak, birlikte olmak, aynı ortamda bulunmak bana kıvanç verir. Son zamanlarda ilginç, güzel filmler izlemek de ilgimi çok çekiyor. Çünkü sosyal ve bilişsel olarak önemli ilerlemelerin gerçekleşeceği bir zaman diliminin çok yakınındayız, bunu işleyen çokça film ve dizi var. Müzik dinlemeyi, özellikle Barok dönem Klasik Batı Müziği’ni çok seviyorum. Ancak jazz ve alternatif pop müzik yapan Türk sanatçılarımız da çok iyiler. Kendim için üzüldüğüm bir konu, eskisi kadar gitarla ilgilenemiyorum, sık olmasa da gitarımla uzun zaman geçirdiğim olur. Yemek yapmayı çok severim, yeni tatlar keşfetmek için bazen denemeler yaparım, ancak mutfağın patronu hanımlar. Eşim çok güzel yemek yapar, hakkını teslim etmek lazım.

Ne tarz giyinmek sizi rahat hissettiriyor, stilinizden ve tercih ettiğiniz markalardan bahseder misiniz?

Genelde klasik tarzda giyinmeyi seviyorum. Takım elbiseyi severim, takıntım olmasa da kalite, dayanıklılık ve estetik açıdan bilindik markalardan alışveriş yapmaya gayret ederim. Son zamanlarda Vakko ve Karaca’dan alışveriş yaptığımı hatırlıyorum.

Aksesuar tercihleriniz nelerdir?

Kravat, mendil ve kemerleri çok severim. Hoşuma giden aksesuarları almaya çalışır, kullanırım. Ancak sürekli yeni bir şeyler edinme tutkum yok, olanları yerinde kullanmak yeterli oluyor çoğu zaman.

Hangi mekanları beğeniyorsunuz, sürekli gittiğiniz, vazgeçemediğiniz sosyal alanlar nereleridir?

Mekanların değil insanların, dostlukların önemli olduğunu, nerede olursanız olun sevdiğiniz dostlarınızla iki çift laf edebildiğiniz, kahkaha atabildiğiniz her yerin çok güzel olduğunu düşünüyorum. Eskişehir’de çok şık, çok güzel mekanlar var. Ağırlığını, saygınlığını koruyan eski işletmeler kadar, yeni açılan çok hoş mekanlar da var. Yalnız çok gürültülü, çok kalabalık yerlerin artık beni yorduğunu, tercihlerimin arasında olmadığını söylemeliyim.

Başarılı ve mutlu olmak için sırlarınız ya da totemleriniz var mı?

Kendine gereken önem ve değeri verebilen, önemli ve değerli olduğunu hissedebilen herkesin başarılı, kendisine önem ve değer veren insanlarla birlikte olan herkesin mutlu olduğunu düşünüyorum. Sır herkesin kendi içinde saklıdır. Başarı ve mutluluk, çok şeye sahip olmaktan değil, sahip olduklarının farkında olmaktan geçer bence. Sevgi ve samimiyetle uzanan bir elin size vereceği mutluluk ve kıvancın ölçüsü yoktur. Totemim ailem, önce eşimdir. Başarı ve mutluluk önce kendinizden, sonra ailenizden başlar, tüm topluma dalga dalga yayılır.

Spor ve sağlıklı beslenmeyle aranız nasıldır?

Bir kalp ve damar cerrahı olarak sağlık açısından büyük fotoğrafa bakmak gerektiğini belirtmek isterim. Sağlık kaybedildiğinde farkına varılan bir olgu değil bir yaşam biçimi haline getirilmelidir. Düzenli spor yapmaya, aksatmamaya çalışıyorum. Sağlıklı beslenmek çağımızın getirdiği pek çok rahatsızlıktan korunmanın, fiziksel aktiviteyle birlikte kilit taşıdır. 6 milyon yılda evrimle şekillenen insan organizmasının en büyük sorunu, evrimsel gelişmenin önüne geçmesi, bu yüzden gelişen hastalıklarla muhatap olmasıdır. Elimden geldiği kadar glisemik indeksi yüksek karbonhidrattan, şekerden uzak, glisemik indeksi düşük protein ağırlıklı beslenmeye çalışıyorum.

En sevdiğiniz seyahat rotalarından bahseder misiniz? Tatil anlayışınızı anlatır mısınız?

Güzel geçirebildiğiniz her anı tatile dönüştürebileceğinize inananlardanım. Uzun tatilleri sevmediğimi belirtmek isterim. Eskişehir çok önemli bir tatil şehri artık, akşam üzeri Odunpazarı’nda dolaşmak, parklarda soluklanmak bile sizi tatildeymiş gibi hissettirebilir. Gelibolu üzerinden Kuzey Ege, Saroz Körfezi vazgeçmediğimiz tatil rotalarımızdan. Bazen Yunanistan’a, kuzey Yunan adalarına uzandığımız olur. Fırsatımız olduğunda ailece Barselona, Roma, Floransa’yı görmeyi planlıyoruz. Türkiye’de görmediğimiz pek çok turistik bölge var. Kültür ve gurme seyahatleri daha çok cezbedici benim için.

Stock görsel önerileri: Vakko, Karaca kravat, mendil ve kemerler…