Her 3 kişiden 1’i tüberküloz ile karşılaşıyor…

Göğüs Hastalıkları Doç. Dr. Murat Sezer, her 3 kişiden 1’inin tüberküloza neden olan bakteriyle karşı karşıya geldiğini ancak bağışıklık sistemi güçlü olan kişilerin hasta olmadığını belirtti. Doç. Dr. Sezer öksürük, balgam, kanlı balgam, ateş, kilo kaybı, gece terlemesi gibi şikayetleri olan kişilerin bir göğüs hastalıkları uzmanına muayene olması uyarısında bulundu.

SAĞLIK & SPOR 27.04.2024, 15:30 27.04.2024, 15:43 Muhabir
Her 3 kişiden 1’i tüberküloz ile karşılaşıyor…

“Öksürük, balgam ve ateş varsa doktora başvurun”

“Tüberküloza karşı bağışıklık sisteminizi güçlendirin”

Acıbadem Eskişehir Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Murat Sezer, geçmişte beyaz veba ve ince hastalık gibi isimlerle anılan, günümüzde halk arasında yaygın olarak verem ismi kullanılan hastalıkla ilgili önemli bilgiler paylaştı. Tüberkülozun tüm dünyanın, özellikle de gelişmekte olan ülkelerin ciddi bir sağlık sorunu olduğuna değinen Doç. Dr. Sezer bu hastalığın sosyo-ekonomik düzeyi düşük bölgelerde daha yaygın görüldüğünü dile getirdi.

Mycobacteriumtuberculosis adı verilen bir bakterinin neden olduğu tüberkülozun, hasta  bireylerin öksürük, hapşırık gibi yollarla havaya saçtıkları ve uzun süre havada asılı kalabilen  damlacıkların solunması yolu ile bulaştığını anlatan Doç. Dr. Sezer “Dünya nüfusunun üçte birinin tüberküloz mikrobu ile karşılaşmış olduğu tahmin edilmektedir. Ancak tüberküloza neden olan bakteriyi vücuduna alan herkes hasta olmaz. Bağışıklık sistemi yeterince kuvvetli ise alınan bakteri hastalık oluşturmadan öldürülür. Bu bakteri ile karşılaşma genellikle çocukluk ya da genç yaşlarda olmaktadır. Bakterinin bulaştığı kişilerin büyük bir kısmında hastalık oluşmazken, bir kısmında hafif bulgularla seyreden ya da hiç bulgu vermeden iyileşen hafif bir hastalık oluşmaktadır. Bu şekilde hafif hastalık geçirmiş olanların bir kısmında bakteri vücutta inaktif şekilde varlığını devam ettirmekte ve hayatın bir döneminde bağışıklık sisteminin zayıfladığı bir dönemde aktive olarak tüberküloz hastalığını ortaya çıkarabilmektedir. Bakteri ile karşılaşan bireylerin bir kısmında ise bakteri bağışıklık sistemini  yenerek hastalık oluşturmaktadır” diye konuştu.

En sık  görülen, şikayet öksürüktür”

Tüberküloz basilinin en sık akciğerlerde hastalık oluşturduğunu belirten Doç. Dr. Sezer akciğer dışında akciğer zarları, lenf bezleri, beyin zarı, merkezi sinir sistemi, omurga, diğer kemikler, sindirim sistemi, genitoüriner sistem ve karın içi zarında da tüberküloz görülebileceğini, bunların çoğuna da akciğer tüberkülozunun eşlik ettiğini dile getirdi. Tüberküloz hastalarında tutulan organlara, bağışıklık sisteminin durumuna ve eşlik eden  başka hastalıkları bulunup bulunmadığına göre farklı şikayet ve bulgular saptandığını söyleyen Doç. Dr. Sezer, “En önemli sistemik bulgu yüksek ateştir. Halsizlik, iştahsızlık, kilo kaybı ve gece terlemesi de görülebilir, ancak bunlar tüberküloza özgü bulgular değildir. Akciğer tüberkülozunda en sık  görülen şikayet öksürüktür.  Başlangıçta kuru öksürük şeklinde iken hastalığın ilerlemesi ile balgam  da eşlik eder. Nadiren balgam kanlı gelebilir” dedi. 

“Tüberküloz basili olup olmadığına bakılır”

Tanı konulması için balgamda ya da tutulan organdan alınan örneklerde tüberküloza neden olan bakterinin olup olmadığına bakıldığı bilgisini veren Doç. Dr. Sezer öksürük, balgam, kanlı balgam, ateş, kilo kaybı, gece terlemesi gibi şikayetleri olan kişinin bir göğüs hastalıkları uzmanına başvurması gerektiğini vurguladı. 
Fizik muayene, kan tahlilleri, akciğer grafisi ile değerlendirilen ve hastadan alınacak balgam örneğinde tüberküloz basili görülmesi halinde tanı konulabileceğini sözlerine ekledi. 

Balgam çıkaramayan hastalarda bronkoskopi gibi yöntemlerle de akciğerden örnek alınabileceğini, akciğer zarları arasında sıvı toplanması olan hastalarda bu sıvının ve akciğer zarından; lenf bezlerinde şişme saptanan hastalarda da buralardan biyopsi alınabileceğini ifade etti.

“Yüzde 100 tedavi edilebilir”

Günümüzde kullanılan ilaçlarla tüberküloz hastalığının yüzde 100'e varan oranlarda tedavi edilebildiğinin altını çizen Doç. Dr. Sezer “Standart tedavi 6 ay sürmekte ve birden çok ilacın birarada kullanılmasını gerektirmektedir. 

Tedavinin başarılı olmasını sağlayan en önemli husus tedavinin yeterli ve doğru ilaçlarla ve yeterli süre kullanılmasıdır. Tedavinin düzensiz kullanılması, yarım bırakılması gibi durumlar hem ilaçlara dirençli tüberküloz bakterilerinin oluşmasına hem de hasta olan kişilerin tedavisi daha zor ve uzun süreli olmasına yol açar” dedi.

Yorumlar (0)
Ayın Anketi Tümü
Yeni Yıl'da Hangi Kararları Alıyorsun?
Yeni Yıl'da Hangi Kararları Alıyorsun?
10
açık