Zihinleri İyileştiren Uzman "Büşra Sürücü Durak"

SAĞLIK & SPOR 24.08.2023, 16:53 Muhabir
Zihinleri İyileştiren Uzman "Büşra Sürücü Durak"

İnsanların duygusal dünyasını anlamak ve onlara rehberlik etmek, psikoloji alanının özünde yatan derin bir amaçtır. Psikolog Büşra Sürücü Durak, bu amaç doğrultusunda yola çıkarak, kişilerin içsel dünyalarını keşfetmelerine yardımcı olmayı hedefliyor. Eğitimini tamamladıktan sonra doğduğu şehre dönerek PsikoFiz Sağlıklı Yaşam Merkezi’ni kuran Büşra Sürücü Durak, özellikle çiftlerin, ailelerin ve yetişkinlerin yaşadığı zorluklarla ilgileniyor. Bu söyleşide, Psikolog Büşra Sürücü Durak ile buluşarak psikolojiye duyduğu ilgiyi, terapi yaklaşımını konuştuk. Aynı zamanda, çift terapisi ve aile danışmanlığı gibi önemli konularda nasıl destek sağladığını ve Şema Terapi gibi derin psikolojik sorunların tedavisinde kullandığı yöntemleri ele aldık. Büşra Sürücü Durak’ın gözünden, insan psikolojisinin karmaşıklığı ve iç dünyalarımızın keşfi için bir yolculuğa hazır olun.

Kendinizden biraz bahseder misiniz?

Ben Psikolog Büşra Sürücü Durak. 28 yaşındayım. Eskişehir’de doğdum, büyüdüm. Eğitimlerimi Ankara’da tamamladım ve çalışma hayatıma başlamak için Eskişehir’e geri döndüm. Kısa süreli rehabilitasyon merkezi ve Osmangazi Üniversitesi deneyimlerimden sonra ilerlemek istediğim psikolojinin klinik alanında PsikoFiz Sağlıklı Yaşam Merkezi’ni eşim Fizyoterapist Eren Durak ile kurduk. Yetişkin alanında uzmanlaşarak, kliniğimizde kişilerin psikolojik ve fizyolojik problemlerini, “beden bir bütündür” ilkesiyle bütünsel sağlık çalışmalarını sürdürüyoruz.

Psikoloji alanına nasıl ilgi duydunuz ve psikolog olma kararınızı ne zaman aldınız?

Hayatımda bir şekilde iletişimle ilgili bir bölümün içinde olacağımdan emindim ama bunun psikoloji olacağını bilmiyordum. İnsanlarla iletişimim her zaman yüksek ve kolaydı. Lise dönemlerinde Rehberlik bölümünün mesleki test analizlerinde de bu ortaya çıkıyordu. Lisede mesleki tanıtım günlerinde daha önce mezun olmuş kişilerden de bol bol dinleme şansı da elde etmiştim ve sonunda birilerinin hayatına dokunmak, bunları iletişim ile gerçekleştiriyor olmak beni bu mesleğe çekti. Yani aslında kendimde güçlü hissettiğim yönlerimi keşfetmek yapmaktan mutlu olduğum mesleğimi bulmamı sağladı diyebiliriz. 

Sunduğunuz hizmetlerin arasında yer alan Aile Danışmanlığı ve Çift Terapisi, insanların ilişkilerini nasıl iyileştirmeye yardımcı oluyor? Bu terapilerin en sık karşılaşılan sorunlar üzerindeki etkisi hakkında bilgi verebilir misiniz? 

Aile danışmanlığı ve çift terapisi seanslarında çiftlerle uzun zamanlar geçiriyoruz. Her seansımız yaklaşık bir buçuk saat sürüyor. Temel amaç duygusal iletişim, bağ kurma, sağlıklı problem çözme, doğru tartışmayı öğrenme, tartışmayı sağlıklı sonlandırma, iletişimde beden dilini kullanabilme, sağlıklı cinsel yaşam gibi amaçlarla ilerliyoruz. Ancak bu durum genellikle çiftlerin ilişki dinamiklerine göre şekillenir. Boşanma terapisi de çift terapisinin bir parçasıdır. Boşandıktan sonra çocuk, iş, maddi konular gibi ortak alanlarda devam etmesi gereken ya da görüşmeleri gereken konular da bu terapinin amaçları arasında yer alır. Çift terapilerinde de bütünsel yaklaşımlarla ilerliyoruz. Doğrudan Çift Terapisi (Doçt), Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), Şema Terapisi gibi yöntemleri kullanıyoruz. En çok karşılaştığım ve çiftlerin en çok başvurduğu konular ise aldatma-aldatılma, çiftlerin ortak bebek kaybı, biten cinsel yaşamlar, Türk toplumu aile yapısındaki problemler (çiftlerin aileleri ve aile anlaşmazlıkları), ilişki içerisinde iletişimin bitmesi, eşlerin bağımlılıkları (kumar, porno, farklı cinsel fanteziler), fiziksel ya da psikolojik şiddetler, çiftlerin ebeveynsel problemleri ve çocuğa ortak bir yaklaşım sergilemekte zorlanmaları gibi birçok konu. Bu konularda çiftlerin dinamiklerine ve ihtiyaçlarına uygun şekilde tedavi planları oluşturuyoruz.

Şema Terapi, genellikle derinlemesine psikolojik problemlerin tedavisinde kullanılan bir terapi yöntemidir. Bu terapinin avantajları ve etkileri hakkında daha fazla bilgi alabilir miyiz?

Şema terapi, 1980’lerin sonlarında kronik psikolojik problemlerle başa çıkma hedefli geliştirilen, bütüncül bir psikoterapi tekniğidir. Şemalar; insanların duygu, düşünce ve davranışlarına yön veren; algı, inanç ve duygu kalıplarıdır. Genellikle şemalar, kişilerin çocukluk döneminde, aileleri ile olan ilişkileri gibi sosyal ilişkileri ve çocukluk döneminde yaşadıkları deneyimler gibi faktörlerle göre şekillenir. Şemalar; bireylerin dünya görüşlerini, kendilerine ve başkalarına karşı tutumlarını ve kişilik yapılarını etkiler. Bu yapılar, genellikle kişilerin kendilerini ve dünyayı algılama şekillerini belirler. Şema terapisi, kişilerin olumsuz şemalarını tanımasına ve onları değiştirmesine yardımcı olmayı amaçlayan bir terapi yöntemidir. Terapi süresi boyunca kişiler, kalıplarının neler olduğunu fark ederek onları nasıl değiştirebileceklerini öğrenirler. Şema terapi modeli, kişilik bozuklukları ve kronik psikolojik rahatsızlıkları tedavi etmek amacıyla geleneksel bilişsel davranışçı terapi ve diğer terapi yaklaşımlarından farklı unsurları birleştirilerek geliştirilmiştir. 

Şema terapinin temelinde erken dönemde yani çocukluk döneminde oluşan uyumsuz şemalar vardır. Bir başka ifadeyle çocukluk ve ergenlik döneminde gelişen ve kişinin yaşamı boyunca devam eden olumsuz şemaları temel alır. Avantajları ise; şema terapisi, kişinin geçmişine bakmayı, umutsuzluğa neden olan geçmişteki zamanları ve olayları keşfetmeyi ve tartışmayı amaçlar. Geçmişteki uzun süreli kalıpları değiştirmeyi hedefleyen şema terapisi; kişide olumlu değişikliklere yol açarak, daha iyi ilişkiler kurmasına ve hayata daha olumlu bir perspektiften bakmasına yardımcı olabilir. Şema terapisi, 18 uyumsuz şema olduğu fikrine dayanarak, zararlı başa çıkma yöntemlerinden kurtulmaya yardımcı olur. Uyumsuz şemalar yani kalıplar, ilerleyen dönemlerde birey için oldukça zararlı olabilir. Şema terapisi bu şemaların daha olumlu şekillerde işlenmesini amaçlar. Şema terapisini yarıda bırakan danışanların sayısı azdır. Bu durum, kişilerin terapinin faydalarını gördüğünün bir kanıtı olabilir.

Danışanlarınıza yönelik terapi sürecinizde, onları anlamak ve ihtiyaçlarını belirlemek için nasıl bir yaklaşım benimsiyorsunuz?

Danışanlarımı anlamak ve ihtiyaçlarını belirlemek için sadece onları görmeye çalışıyorum. İyi dinleme becerileri, empati, karşımdakinin duygusuna eşlik etme gibi kişinin duygusal ihtiyaçlarının farkına varmaya çalışıyorum. İlerleyen teknoloji ve çağın değişimi ile insanların en çok ihtiyacı olan şey yargılanmadan dinlenebilmek ve duyulduğunu, görüldüğünü bilmek. Bunun için de sadece karşımdakini fark etmek, etkili dinlemek kişinin ihtiyaçlarını ve danışanlarımın hayatında kendini görebilmesini sağlıyor. Etik değerlerin ve insani becerilerin gösterdiği yol danışanlarımı duyabilmemi ve anlayabilmemi sağlıyor.

Cinsel terapinin daha yaygın hale gelmesi ve toplumsal farkındalığın artması için bu alanda yapılabilecekler ve işbirliği imkanları hakkında düşünceleriniz nelerdir?

Cinsel terapi ve cinsel ihtiyaçlar toplumumuzun sandıklara saklı konuları ve bilgileri gibi. Cinsellikle ilgili konuşmak bile toplumumuzda ve bireylerde dayanılmaz bir utanç yaşatıyor. Ancak bu konuda herkesin birbirinden beklentileri var. Eşin eşten, ebeveynlerin çocuktan… Bu kadar önemli bir konunun toplumda yok sayılması gelişmemiş cinsel ihtiyaçlara ve cinsel patolojik problemlere yol açıyor. Biz cinsellikle ilgili çalışmalarda ürologlar, kadın doğumcular ve kliniğimizde bulunan kadın ve erkek pelvik taban fizyoterapistleri ile çalışıyoruz. Cinsel terapi alanının gelişebilmesi için daha çok bu meslektaşlara ve bu meslek gruplarının cinsellik konusunda ortak çalışmalar düzenleyebilmesine ihtiyaç var. Bu sayede bu konu toplum içerisinde bir tabu olmaktan çıkabilir ve yanlış bilginin ortaya çıkardığı patoloji oranları azalabilir.

Çalıştığınız farklı uzmanlık alanları arasında en çok hangisinde uzman hissediyorsunuz ve neden?

Çalıştığım uzmanlık alanları bakıldığında genellikle yetişkin üzerine. Yetişkin uzmanlık alanları için oldukça fazla eğitim, seminer ve vakanın içerisinde bulundum. Yetişkin alanında kendimi daha mutlu hissediyorum. Psikolojinin diğer alanlarını da deneyimledim. Oyun terapisi, özel eğitim kurumları, çocuk psikolojisi gibi birçok alanda da eğitimler aldım ve kısa süreli olarak deneyimle şansım oldu. Yetişkin terapisi, çift terapileri ve cinsellik terapileri alanında olduğum kadar mutlu olmadığımı hissettim ve bu alanlarda kendimi daha çok geliştirdim. Bu yüzden çalıştığım her alanda şu an yeterli hissediyorum. Yetişkin terapi süreçleri ve patolojileriyle ilgili daha yetkin ancak hep gelişmeye açık bir şekilde ilerliyorum. Psikoloji alanı bir okyanus gibi. İçine girdikçe daha ne kadar çok yolunuz olduğunu, öğrenecek çok fazla şey olduğunu fark ediyorsunuz.

Psikoloji alanında çalışan genç profesyonellere veya bu alanda kariyer yapmak isteyenlere vereceğiniz tavsiyeler nelerdir?

Psikoloji alanındaki meslektaşlarıma ve meslektaş adaylarıma hep öğrenmeye açık olmalarını ve asla tek bir yöntem ve ekole bağlı kalmadan insanı görebilmelerini tavsiye edebilirim. Hep gelişmeye açık hep yeni şeyler öğrenmemiz gereken bu alanda bu yola çıkmak isteyenlerin sadece okuldaki eğitimlerle kalmaması gerektiğini hatırlatmak isterim. Bu mesleği seçiyorsak okul, öğrenmek ve eğitim bizim evimiz gibi olmak zorunda. Psikologların okul ve eğitim hayatı hiç bitmez. Bu yüzden buna hazır olanın bu yola çıkması çok daha sağlıklı bir karar olacaktır. Mesleki alanda sağlıklı kalabilmek, seans içerisinde kendi tetiklenmelerimizle başa çıkabilmek için profesyonel arkadaşlarımın kendi terapi süreçlerini ve süpervizyonlarını aksatmamalarını, kendi ruh sağlıklarını koruyucu politikaları benimsemelerini önemle belirtirim.

Yorumlar (0)
Ayın Anketi Tümü
Yeni Yıl'da Hangi Kararları Alıyorsun?
Yeni Yıl'da Hangi Kararları Alıyorsun?
10
açık