En sık görülen ölüm sebeplerinin başında kalp damar hastalıkları yer alıyor

Kardiyolog Dr. R. Kerem Temel, kalp damar hastalıklarına tanı koymada bilinen klasik yöntemlerin yanısıra yapay zeka desteğiyle geliştirilen Kardisio (KSG) sayesinde5 dakika gibi kısa bir sürede, yüksek güvenilirlik oranı ile tarama yapılabildiğini belirtti.

SAĞLIK & SPOR 28.02.2024, 00:25 28.02.2024, 01:07 Muhabir
En sık görülen ölüm sebeplerinin başında  kalp damar hastalıkları yer alıyor

Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kardiyoloji uzmanı R. Kerem Temel tüm dünyada en sık görülen ölüm sebeplerinin başında yer alan kalp damar hastalıklarının tanı yöntemleri hakkında faydalı bilgiler vererek, hastalığın kalp krizi ya da göğüs ağrısı belirtisinden önce saptanmasının önemini vurguladı.

Damar hastalığı teşhisi ve tedavisinde çok fazla seçenek olsa da hastalıktan korunmanın çok daha basit olduğuna işaret eden Dr. Temel ”sigara içmemek, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, kontrol altında tutulan kilo, stresle başa çıkmak ile düzenli yapılacak diyabet, kolesterol ve tansiyon kontrolleriyle” kalp damar hastalığından korunmanın mümkün olduğunun altını çizdi.

Risk altındaki bireyleri saptamak ve kalp krizi esnasında tanı koymak için kullanılan laboratuvar testlerine değinen Dr. Temel “Riskli bireyleri saptamak için düzenli kolesterol düzeyi, kan şekeri ve HbA1c ölçümleri gereklidir. Kalp krizi esnasında ise kalp kasına ait bir protein olan troponin değerinin ölçümü bazı durumlarda tanı koydurucu olabilir. Kanda yüksek troponin kalp kası hasarının göstergesidir ki bu hasar en sık olarak damar tıkanması sonucu gerçekleşmektedir” dedi. Dr. Temel, kalp hastalıklarının teşhisinde en sık kullanılan yöntemler ve uygulama biçimleri hakkında ise şu bilgileri verdi: 

“EKG, yalnızca çekildiği anın bilgisini verir”

Kalbin elektriksel aktivitesini ölçen elektrokardiyografinin (EKG) cilt yüzeyine yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla kalp tarafından üretilen elektriksel sinyalleri kaydettiğini belirten Dr. Temel bu testin kalp krizleri esnasında tanı koydurucu olduğunu, ayrıca kalbin ritim bozuklukları teşhisinde son derece faydalı olduğunu anlattı. Ancak EKG’nin yalnızca anlık bilgi verdiğini, kardiyologların temel amacının ise testler yardımıyla hastalığı engellemek olduğunu sözlerine ekledi. 

Dr. Temel, kalbin ses dalgaları ile ultrasonografik görüntülenmesi anlamına gelen ekokardiyografinin (EKO), kalp kasının kasılma kuvvetine göre geçmişte olmuş bir hasarı anlamak için kullanıldığını, aynı zamanda kalbin kapak hastalıkları ve doğuştan kalp hastalıkları teşhisinde de faydalı bilgiler verdiğini dile getirdi. 

“Eforlu EKG testi, yalnızca EKG’ye göre doğruluk oranını artırır” 

Hasta egzersiz yaparken alınan EKG kayıtlarına ise eforlu EKG denildiğini belirten Dr. Temel “Egzersiz ile kalbin iş yükü arttırılarak kalp kasının dolayısıyla damarların nasıl tepki verdiğini anlamamızı sağlar. Kalp damarında darlık olan bir kişide kalbin hızlanmasıyla kalp kasının kan ihtiyacı artacak ve darlığa bağlı karşılanamayacak bu ihtiyacın EKG’de oluşturacağı anormallikleri saptamaya çalışırız. Ancak hastanın efor bandında koşmasını gerektirir ve testin sonuçları yüzde 80’ler civarında doğruluğa sahiptir. Efor testine eklenen nükleer tıp yöntemleriyle yapılan kalp sintigrafisi çekimleri bu oranı arttırmaya yarasa bile oldukça zahmetli ve pahalı tetkiklerdir” diye konuştu. 

“EKG ve Eforlu EKG’den daha gelişmiş yöntem, Kardisiografi’dir” 

Bu yöntemler sınırlı fayda sağlarken EKG’nin yapay zeka ile buluşması sonucunda geliştirilen Kardisiografi (KSG) yönteminin güvenilir ve kolay uygulanabilir olduğuna dikkat çeken Dr. Temel yöntemi şöyle ifade etti: “EKG çekimine benzer şekilde hasta yatar pozisyondayken 5 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanır. Yapay zeka destekli sistem, çok fazla parametreyi veri tabanında kayıtlı olanlarla karşılaştırılıp risk ile ilgili doğru tahmin yapmamızı sağlar. Çalışmalar Kardisiografi yönteminin, istirahatte koroner arter hastalığı tanısı için yüzde 90’lara varacak şekilde doğru sonuç verdiğini gösteriyor”.  Çıkan raporda olumsuzluk saptanması halinde hastanın ileri değerlendirmeye alındığını söyleyen Dr. Temel Kardisiografi yönteminin, diğer yöntemlere kıyasla pratik ve zaman-maliyet açısından verimli olduğunu da dile getirdi.

“BT anjiyosundan sonra geleneksel anjiyo gerekebilir”

Bu tetkikler sonucunda damar hastalığından şüphelenilen hastaların damar hastalığının teşhisinde kesin tanı yöntemi olan anjiyografi işlemine alındığını anlatan Dr. Temel “Anjiyografi işlemi kardiyologların uyguladığı el bileğinden ya da kasıktan geleneksel şekilde ya da bilgisayarlı tomografiyle koroner anjiyografi şeklinde yapılabilir. Koroner BT anjiyografisinde kesik olmadığı için daha az riskli kabul edilir. Ancak, her tıbbi test gibi, bu yöntemin de belirli avantajları ve sınırlamaları vardır. Hastanın kalp hızı değeri, görüntü kalitesini etkileyebilir ve BT koroner anjiyografide saptanan darlıklara maalesef işlem esnasında müdahale etme şansımız yoktur. Yani BT koroner anjiyografi ile ciddi damar hastalığı saptanan bir hasta ikinci bir işlem olarak geleneksel koroner anjiyografiye ve bu yolla uygulanabilen stent işlemine ihtiyaç duyacaktır” diye konuştu. 

Anjiyografi işlemini adım adım anlattı

Geleneksel koroner anjiyografinin, kalbin damarlarını yani koroner arterleri incelemek ve değerlendirmek amacıyla yapılan cerrahi bir işlem olduğunu aktaran Dr. Temel, bu işlemin yapılışını adım adım anlattı. Bu aşamaların hastanın, kan tetkikleriyle anjiyografiye engel durumu olup olmadığının aryştırıldığı hasta hazırlığı aşaması; kateterin yerleştirileceği bölgeye uygulanan lokal anestezi; koroner arterlere ulaşmak için kullanılan borucuk şeklindeki kateterin yerleştirilme aşaması; koroner arterlerin röntgen görüntülerinin alınmasını sağlayan kontrast maddenin hastaya enjekte edilmesi; röntgen cihazı ile kalp ve damarların canlı görüntülerinin alınması ve son olarak da alınan görüntülerin değerlendirilmesinin ardından tedavi planının hazırlanması olduğunu açıkladı. 

Tedavi planına göre örneğin tıkanıklıkları açmak amacıyla balon anjiyoplasti veya stent yerleştirme gibi girişimsel işlemler uygulanabileceğini; işlemin yaklaşık 10-15 dakika sürdüğünü 2 saat sonra hastanın taburcu edildiğini sözlerine ekledi.

Yorumlar (0)
Ayın Anketi Tümü
Yeni Yıl'da Hangi Kararları Alıyorsun?
Yeni Yıl'da Hangi Kararları Alıyorsun?
10
açık