
Akif Sümer ile Aikido Yolculuğu
Hayat bazen beklenmedik duraklarda yavaşlar, bazen de içimizde derin bir boşluk bırakır. Akif Sümer için Aikido, tam da böyle bir durakta başladı; kaybetmenin ardından kendini bulmanın yolu oldu. Sporun ötesinde bir yaşam felsefesi olan Aikido’yu, derin felsefesi ve ruhani yönüyle harmanlayan Akif Sümer, bizlere sadece bir dövüş sanatı değil; denge, sabır ve içsel barışı öğretmenin önemini anlatıyor. Bu röportajda, Akif Sümer’den Aikido’nun ne olduğu, hayatımıza nasıl dokunduğu ve herkesin bu yolda nasıl bir adım atabileceğine dair samimi cevaplar aldık. Aikido’nun büyülü dünyasına birlikte adım atmaya ne dersiniz?
Akif Sümer kimdir? Sizi tanıyabilir miyiz?
Sporla tanışmam 12 yaşımda yüzme ile başladı. Ardından hentbol geldi. 1996 yılında Yusuf Akyurt Sensei ile tanışmam ise hayatımda bir dönüm noktası oldu. O günden beri Aikido benim için bir spor değil, bir yaşam biçimi haline geldi. Yıllar içerisinde Ayhan Kaya Sensei, Yamada Sensei, Sugano Sensei gibi değerli hocalarla çalışma şansı buldum. Amerika’da eğitim aldıktan sonra Türkiye’ye dönerek 2006 yılında Hikari Aikido Akademi’yi kurdum. 6. Dan seviyesindeyim ve hâlâ çocuklara ve yetişkinlere Aikido dersleri veriyorum. Aynı zamanda yazılım sektöründe de aktifim. TÜBİTAK destekli projelerde yer aldım. Ancak hayatımın merkezinde her zaman Aikido vardı. Bu disiplin bana yalnızca teknik bilgi değil; sabır, denge ve içsel farkındalık kazandırdı. Bugün hâlâ her derste hem öğretiyor hem öğreniyorum. Öğrencilerimden ilham alıyor, bu yolculuğu birlikte paylaşmanın kıymetini yaşıyorum.
Aikido yolculuğunuzun ardında sizi derinden etkileyen bir hikâye olduğunu biliyoruz. Bu yolculuk sizin için ne ifade ediyor?
Bazı yollar insanı bir yere değil, kendine götürür. Benim Aikido yolculuğum da tam olarak böyle başladı.1996 yılında, kanserle mücadele eden babamı kaybettiğimde hayat bir anda tüm anlamını yitirmişti. Her şey devam ediyor gibi görünüyordu ama ben hiçbir şey hissetmiyordum. İçimde kocaman bir boşluk vardı. O günlerde bir arkadaşım, kısa süre deneyip bıraktığı Aikido’dan söz etti. “Kıyafetlerini istersen sana verebilirim,” dedi. O anda bu teklifin anlamını kavrayamadım ama bugün bakınca şunu görüyorum: Belki de o kıyafetler birinin çıkamadığı yolda, başkasının yürüyebilmesi için bırakılmış bir emanetti. Ben o emaneti giydim. Ve bir daha hiç çıkarmadım.
Aikido sadece bir dövüş sanatı mı, yoksa daha fazlası mı?
Kesinlikle daha fazlası. Aikido, bir savunma sistemi değil; bir yaşam biçimi, bir içsel keşif yoludur. Kurucusu Morihei Ueshiba’nın da belirttiği gibi, “Ai” uyum, “Ki” yaşam enerjisi, “Do” ise yol anlamına gelir. Yani bu sanat, uyum yolunda yürüyerek hem iç hem dış dünyayla denge kurmayı öğretir. Aikido’da amaç rakibi yenmek değil; gelen saldırıyı anlamak ve dönüştürmektir.
Bazen bu dışarıdan gelen bir tehdit olabilir, bazen de içsel çatışmalarımız. Aikido’yu şöyle tanımlıyorum:
Hareketle yapılan bir dua, temasla kurulan bir farkındalık, teknikle büyüyen bir sükûnet.
Bu felsefe antrenmanlara nasıl yansıyor?
Her teknik aslında hayatın bir metaforu gibi. Biri sana doğru geldiğinde karşı koymazsın; onun hareketini yönlendirirsin. Hayatta da bu böyledir: Kaçmak yerine yüzleşmek daha dönüştürücüdür. Antrenmanlarda beden, nefes, denge ve temas üzerine çalışılır. Bu süreç sadece f iziksel değil; zihinsel ve duygusal farkındalık da kazandırır. Egon, öfken, sabırsızlığınla yüzleşirsin. Aikido’nun “zarar vermeden etkisizleştir” prensibi zamanla kişiliğine de yansır.
Yeni başlayan biri neyle karşılaşır? Nereden başlamalı?
En sık duyduğum şey şu: “Kimse bana vurmuyor, bu nasıl dövüş sanatı?”
Çünkü Aikido’da kimse seni yenmeye çalışmaz. Burada dinleyen, anlayan ve uyum sağlayan insanlar vardır. İlk öğrenilen şey, temas kurmayı bilmektir — yalnızca fiziksel değil, duygusal olarak da.
Yeni başlayanlara şunu söylüyorum:
“Gelen enerjiyi yargılamadan izle, direnmeden kabul et. Gerçek güç orada başlar.”
Aikido’nun eğitim sisteminde sınıflar nasıl düzenleniyor?
Sınıflar yaş gruplarına göre oluşturuluyor (örneğin 5–7 yaş, 9–12 yaş gibi). Aikido’da yarışma veya yenilme baskısı olmadığı için çocuklar rahat ve özgüvenli bir şekilde gelişim gösterebiliyor. Farklı yaş ve fiziksel özelliklerdeki bireyler birlikte çalışarak empati ve sosyal uyumu öğreniyor.
Kas gelişimi ve beden sağlığı açısından Aikido nasıl etkiler?
Aikido uzun kas gruplarını çalıştırarak bedeni dengeli şekilde geliştirir. Esneklik, zarafet ve koordinasyon sağlar. Kaba kuvvet yerine refleksler, beden-zihin uyumu ve çeviklik ön plandadır. Hem fiziksel hem zihinsel bütünlük hedeflenir.
Aikido okul yaşamını nasıl etkiler?
• Dikkat, konsantrasyon ve öz disiplin artar. • Sınav gibi stresli durumlarda hızlı ve doğru karar alma becerisi gelişir.
• Analitik düşünme ve yaratıcı problem çözme yeteneğini destekler.
• Derse aktif katılım ve özgüvenli iletişim artar.
Aikido'nun çocuklara, kadınlara ve bireysel yaşama katkısı nedir?
Çocuklar için:
• Konsantrasyon, disiplin ve öz güven kazandırır.
• Sosyal uyum gelişir, özgürce ifade alanı bulurlar.
• Beden-zihin koordinasyonu güçlenir.
• Dikkat dağınıklığı, öfke kontrolü gibi sorunlara karşı destekleyicidir.
Kadınlar için:
• Fiziksel güce değil, merkezde kalmaya ve dengeye dayanır.
• Zor durumlarda hem fiziksel hem duygusal dayanıklılık sağlar.
• Rekabetten uzak, güvenli bir öğrenme ortamı sunar.
• “Yeterince güçlü değilim” kalıbı yerini içsel güç ve özgüvene bırakır.
• Günlük yaşamda beden farkındalığı, stres yönetimi ve duygusal denge sağlar. Genel olarak bireyler için:
• Zihinsel berraklık, sabır ve özfarkındalık kazandırır.
• Dışarıdan gelen baskılara karşı içsel denge kurmayı öğretir.
• Kendiyle uyumlu, sakin ve bilinçli bireyler yetişmesine katkı sağlar.
Anneler çocuklarıyla birlikte Aikido yapabilir mi?
Evet. Pek çok dojo’da anne-çocuk birlikte antrenman yapıyor. Ortak bir dil oluşuyor; fiziksel temasın ötesinde duygusal bağ kuruluyor. Bu süreç iki taraf için de çok öğretici ve bağ kurucu oluyor.
Aikido yapan çocuklar diğer sporlardan uzak mı kalmalı?
Hayır. Aikido bir spor değil, bir disiplindir. Yüzme, jimnastik gibi sporlarla birlikte yürütülebilir. Aikido, bu alanlarda da gelişimi destekleyecek özfarkındalık, duygusal denge ve disiplin kazandırır.
Toplumun kadına yüklediği rollerle Aikido nasıl bir denge kuruyor?
Toplum kadına genellikle “yumuşak” ve “geri planda” olmayı öğretir. Aikido ise kadının hem yumuşak hem de güçlü hem sezgisel hem de kararlı olabileceğini gösterir. Kadın, içsel merkezini bulur ve dış koşullar yerine kendi dengesiyle hareket etmeye başlar.
Son Söz:
Aikido bir kavga değil; uyumun, sabrın ve özdene timin yoludur. Her yaştan bireye yalnızca teknik değil; karakter, farkındalık ve denge kazandırır. Kendinle barışık, bilinçli bireyler yetiştirmenin en zarif yollarından biridir.
