Eşsiz yorumu ve güzelliğiyle Züleyha Ortak

Ekranların beğenilen yüzü ve sesi olarak, müziğe olan ilginiz nasıl başladı?

Biraz beylik bir yanıt gibi olacak ama ben kendimi bildim bileli hep müzikle iç içe yaşadım...

İlk çocukluğumdan itibaren en sevdiğim oyuncaklarım gibiydi şarkılar. Neşemi sevincimi, hüznü, kederimi hep müziğin diliyle ifade ettim. Ben büyüdükçe, çevrem de sesime ilgi göstermeye başladı. Her bir araya geldiğimizde Züleyha artık arkadaşlarına sürekli şarkılar söyleyen bir genç kız oldu. Derken Konservatuara giderken harçlığımı çıkartabilmek için yaptığım iş başvurumda karşıma Zülfü Livaneli çıkınca, müziğin benim kaderim olduğuna artık kesinlikle emin oldum.

Yeni çalışmalar içindesiniz, nasıl bir süreç yaşıyorsunuz paylaşır mısınız?

Aslında mütemadiyen çalışıyor, üretmeye gayret ediyoruz. Her ne kadar pandemi şartları bizi biraz alıkoysa da bundan enerjimizi düşürmeden yola revan oluyoruz.

TRT Müzik yeni dönem çekimleri tamamlandı. Gelin Kınası albümümün devamı niteliğinde 2 remiks eser hazırladık. Müzikseverler ile buluşturacağız.

Müzik hayatınıza başlarken kendinize rol model aldığınız bir sanatçı var mıydı?

Bütün büyük ustalardan istifade etmeye, nasiplenmeye çalıştım. Çünkü her sanatçının kendine has bir çizgisi var ve hepsinden de öğrenilecek şeyler var. Ama Zülfü Ağabey’in teşvikiyle yola çıkmak, sonra da Kalan Müzik’te Hasan Saltık gibi bir büyük duayenle çalışmak bana hakikaten çok şey kattı, haklarını ödeyemem.

Zülfü Livaneli, hayatımın en önemli kilometre taşlarından biridir.

Usta sanatçı Zülfü Livaneli ile birlikte çalıştınız, Zülfü Livaneli’nin sizdeki yerinden bahseder misiniz?

Bir büyük ozan, bir büyük usta, bir büyük öğretmen ve hepsinin ötesinde çok şefkatli bir ağabeydir Zülfü Livaneli benim için. Hayatımın en önemli kilometre taşlarından biridir.

Çok genç yaşta atıldığınız müzik sektöründe sizi zorlayan, kırıldığınız anlar oldu mu?

Olmaması mümkün mü? Başarınızı çekemeyenler, sizi aşağıya çekmeye çalışanlar, yolunuzu tıkamaya kesmeye kalkanlar... En çok da maalesef hemcinslerimizden geliyor bu haset yüklü yaklaşımlar. Ama işte mesele fırtınanın ne kadar kuvvetli olduğu değil, neticede sizin gemiyi limana yanaştırmayı başarıp başaramadığınız. Allaha çok şükür bende de inandığım yoldan asla dönmemek gibi bir inatçı taraf var. O yüzden kimin ne yaptığından çok, daima kendi yaptığıma konsantre oldum ben.

Düet yapmak istediğiniz isimler var mı, yakın zamanda bir düet projesi gelir mi?

Hangi sanatçının yoktur ki en sevdiği sanatçı ile düet yapma hayali… Öncelikle Sezen Aksu, Erkin Koray, Ciwan Haco ve Maher Zain. Her biri farklı alanda muazzam başarılı usta isimler. Hiç girişimde bulunmadım fakat bulunsam sanırım en sıcak bakan isim Ciwan Haco olurdu.

Elimden geldiğince hep yeni şeyler denemeye, kendi sınırlarımı ve limitlerimi zorlamaya çalışacağım.

Halk müziği sanatçısı olarak, “Ah Yandım” şarkısı ile 90’ların sevilen pop şarkısını seslendirdiniz. Bu şekilde farklı tarzlarda söylemeye devam edecek misiniz?

Elimden geldiğince hep yeni şeyler denemeye, kendi sınırlarımı ve limitlerimi zorlamaya çalışacağım. Çünkü ancak bu şekilde insanın kendisini geliştirebileceğine inanıyorum. Öteki türlüsü kendi kendini tekrar etmek olur kanımca.

ENBE Orkestrası ile birlikte “Sınırsız Ezgiler” adlı müzik programınız devam ediyor, o nasıl gidiyor?

ENBE Orkestrası ile projeyi tamamladık. Projenin annesi, hazırlayıp sunanı olarak programın artık “Züleyha ile Sınırsız Ezgiler” olarak devam edeceğini de sizin vesilenizle iletmiş olayım.

Sanatçı kimliğiniz dışında, özel yaşantınızda nasıl birisiniz? Neler yapmaktan keyif alırsınız?

Belli vazgeçilmezlerim var benim. Elbette önce ailem ve dostlarım. Ama sonra mutlaka her gün spor. Hem de ciddi yoğun tempolu spor. İkinci diğer vazgeçilmezim ise kitaplarım ile dizi ve filmler. Yani sevdiklerim, spor, kitaplar ve filmlerle diziler hayatımın vazgeçilmezleri. Bir de New York. Her fırsat bulduğumda gidip, mümkün olduğunca kalıp, huzur bulduğum mucize şehir...

Korona en çok sanat dünyasını vurdu ama bugünlerden yine sanatla çıkacağız.

Maalesef müzik ve eğlence sektörü pandemi sürecinde en çok etkilenen sektör oldu, bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?

Bir yanda korona yüzünden yaşanan can kayıpları, bir tarafta bu illet yüzünden kilit vurulan işler, kan kaybeden sektörler, can çekişen koca bir ekonomi.

Birçok iş kolunu doğrudan etkiledi pandemi ama elbette en çok etkilenen sektörlerin başında maalesef sanat dünyası var ve üzülerek söylemeliyim ki, sanat dünyası için hiçbir çözüm üretilemedi. Artık kalabalık konserler mümkün değil, birebir insana temas edilen tiyatrolar, sergiler, gösteriler velhasıl topyekûn sanatsal etkinlikler şimdilik durmuş durumda.

Oysa bizi her durumda, düğünde, kınada, nişanda, doğumda, türkülerimiz, şarkılarımız bir araya getirir.

Bir halayın etrafında el ele omuz omuza buluşur, aynı nağmelerle coşarız…

Bir şiirin dizelerine dökeriz içimizi, birbirimizi en derin mısralarla anlarız…

Biliyorum bir süre daha bizi bir araya getirecek sanatsal etkinlikler mümkün olmayacak.

Ancak bu gri günlerden, karanlık atmosferden uzaklaşmamızın en rafine yolu da yine sanat olacak. Bir roman, bir film, güzel bir konser, içine dalıp gideceğiniz şahane resimler bizi bugünlerin ağırlığından kurtaracak. Korona en çok sanat dünyasını vurdu ama bugünlerden yine sanatla çıkacağız.

Hiçbir zaman aklımızdan çıkartmayalım dostlar sanat iyileştirir, sanat iyi gelir…

Son olarak, eklemek istedikleriniz nelerdir?

Öncelikle okurlarınız ile beni buluşturduğunuz için müteşekkirim. Unutmayalım ki dostlar, sanatın insanı hayata bağlayan, önümüzde yeni ufuklar açan, bizi şifalandıran gücünden faydalanalım ve gerek korona, gerek sonrasındaki zorlu günlerde sıkıntılarımızı yine sanatla hafifletelim, azaltalım.

Hiçbir zaman aklımızdan çıkartmayalım dostlar; sanat iyileştirir, sanat iyi gelir…