Müziğin Sınırlarını Reddeden Tutku Dolu Bir Sanatçı "Can Ozan"

Özgün müziği ve büyülü yeteneği ile tanınan ünlü sanatçı Can Ozan genç yaşta müziğe atılarak büyük bir başarı elde etmiş bir isim. Müziğin sınırlarını aşmayı seven ve her türden müziği icra edebilen bir yetenek olarak öne çıkan Can Ozan gelecekte uluslararası alanda tanınmış bir elektronik müzik sanatçısı olmayı hedefliyor. Duygu dolu sahne performansları ve kendine özgü müziğiyle Can Ozan, dinleyicilerini her daim etkisi altına almaya devam ediyor. Müziğinin büyülü dünyasında duygusal ve tutku dolu bir yolculuğa davet eden bu yetenekli sanatçıyı izlemek kesinlikle bir zevk! Can Ozan’ın müziğiyle tutku dolu bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız? İyi okumalar!

KÜLTÜR & SANAT 08.12.2023, 21:24 Muhabir
Müziğin Sınırlarını Reddeden Tutku Dolu Bir Sanatçı "Can Ozan"

Müziğe tesadüfen bir ilginiz mi oldu yoksa gerçekten “ben bu işi yapmalıyım ya da yapacağım” şeklinde bir bilinçle mi müzik piyasasına atıldınız? 

Müziğe olan ilgim, 13 yaşımdayken başladı. O dönemde, bu işi yapmak istediğimi içten içe hissediyordum. Ancak annem ve babam bu konuda çok da fazla teşvik etmemişlerdi, oralı olmadılar fakat inat çok güçlü bir silahtır. Yıllarca kazıya kazıya yolumu açtım. Zamanla bu yolda yürümek kolaylaştı.

Kariyerinizin dönüm noktası size göre ne zaman ve nerede oldu? 

Karabalık Post Prodüksiyon şirketinde tam zamanlı çalışıyor, bir yandan da Bahçeşehir Üniversitesi’nde Ses Teknolojileri yüksek lisansı yapıyordum. O sıralar Deniz Tekin’le tanıştık ve şarkı yapmaya başladık. Birlikte yayınladığımız ilk şarkı “Transatlantik” oldu. Spotify ‘da ilk hatırı sayılır dinlenmelerimi almam bu şarkı sayesinde oldu. O günden sonra bütün ilgimi ve odağımı Spotify’a verdim. 2019 sonunda Post Prodüksiyon işimi bıraktım ve tamamen müzik yapmaya başladım. Daha geniş bir açıdan bakarsak asıl dönüm noktası 2020’de pandeminin gelişiyle dinlenme sayısı arşa çıkarak Spotify Top 50’ye 4. sıradan giren “Sar Bu Şehri” oldu. Önceden dolmayan konserlerim dolmaya başladı. İnsanlar şarkılara eşlik etmeye başladı. O günden sonra müzik kariyerim ivme aldı diyebiliriz. 

Sadece enstrüman çalarak mı başladınız bu işe? Yoksa söz de yazıyor muydunuz? 

Aslında nerdeyse gitardan düzgün sesler çıkarabildiğim anda şarkı yazmaya başladım. 13-14 yaşında bestelerim vardı. Tabii ki çok kötü şeyler yani dinlenmesi olanaksız. Ama eğlenceli bir vakit geçirme yöntemiydi benim için. İlk çalmayı öğrendiğim şarkı Duman- Bebek şarkısıydı. Hiç gitar dersi veya vokal dersi almadım. Sevdiğim şarkıları çalarak ve söyleyerek kendimi geliştirdim. Sanırım bu ay ilk şan dersimi alacağım. 

Müziğimi dinleyenlerin ruh halini çok iyi anlıyorum ve bu aramızdaki telepatik bağlantı beni mutlu ediyor

Kendinizi nasıl bir müzisyen olarak tanımlarsınız ve müziğinizi dinleyenlere iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?
 
Kendimi müzikal açıdan bir kategoriye sokmayı sevmiyorum, çünkü bu sınırlar insanı kısıtlıyor. Her türden müziği yapabilirim gibi düşünmeyi seviyorum. Ancak, yaptığım müzikler arasında en fazla ilgi görenler genellikle depresif ve melankolik şarkılar oluyor. Bunun sebebi bence Türkiye’de yaşamın zor olması. Özellikle, Avustralya gibi insanların daha mutlu olduğu ülkelerde eğlenceli ve pozitif duygulu şarkıların listelerde çok dinlendiğini görüyoruz fakat ülkemizde bu tür şarkıların dinlenme oranı çok daha düşük. Bu olgu ülkenin ruh hali hakkında çok şey anlatıyor. Müziğimi dinleyenlerin ruh halini çok iyi anlıyorum ve bu aramızdaki bu telepatik bağlantı beni mutlu ediyor. 

Bir sanatçı olarak en büyük hayaliniz nedir? Bu hayale ulaşmak için nasıl bir yol haritası çiziyorsunuz? 

En büyük hayalim sanırım şu an uluslararası alanda başarı yakalayan elektronik müzik şarkıları yapmak. “Canosonik” adlı bir yan projem var. O isim altında elektronik müzikler yapıyorum ama henüz tam pişmiş değil, zamanla gelişeceğim bir alan. 

Siz o şarkıyı dinleyince ne hissediyorsanız şarkının hikayesi odur. Sadece şarkının kendisi o duyguyu verebilir 

Her şarkınızın bir hikâyesi var mı? İstediğiniz bir şarkınızın hikâyesini bizlerle paylaşabilir misiniz?

“Şarkıların hikâyeleri” klişesini çok sevmem açıkçası, çünkü şarkının kendisi hikâyedir zaten. Hikâye formunda yazıya dökülemediği için şarkı formuna girer. Siz o şarkıyı dinleyince ne hissediyorsanız şarkının hikâyesi odur. “Toprak Yağmura”nın tırnak içinde “hikâyesini” anlatsam etkilenmezsiniz. Sadece şarkının kendisi o duyguyu verebilir. 

“Bu şarkıyı iyi ki yazmışım ya” dediğiniz favori bir şarkınız var mı? Ya da keşke bu şarkıyı ben yazsaydım dediğiniz bir şarkı?

Bütün şarkılarımı iyi ki yazmışım diyebilirim çünkü hepsi bir sürecin, bütünün parçaları. Biri olmadan diğeri olmazdı diye düşünüyorum. Kötü olanlar da dahil. Keşke ben yazsaydım konusuna gelince; yakında Ozan Buğra Kaya ile çıkaracağımız bir şarkı var. Aşırı güzel bir beste, birlikte söyleyeceğiz. Keşke ben yazsaydım dediğim bir şarkı ve benimle yapmak istemesinden dolayı çok mutluyum. 

Gelecekteki müzik projeleriniz hakkında bize biraz bilgi verebilir misiniz? Bekleyenlerinizi heyecanlandırmak için ne gibi sürprizleriniz var?

Önümüzde çıkaracağımız 5 tekli var. Hepsi güzel besteler bence. Doğru forma ulaştırmak için çalışıyoruz. Ayrıca yakın zamanda sürpriz bir feat projesi olabilir. Tam kesin değil, ama olursa heyecan verici bir proje olacak dinleyicilerimiz için. 

Dj’lik yapma fikri nasıl ortaya çıktı, bu konudaki hedefiniz nedir? 

Elektronik müzik yapma fikri yıllardır aklımdaydı zaten. Gençliğimden beri çok fazla elektronik müzik dinler ve yaparım ancak o tarz yaptığım şarkılar yeni yeni olgunlaşmaya başladı. “Canosonik” projesinden 20 şarkı falan yayınladım, sanırım. Deniz Tekin ile konuşurken (Dj olan Deniz Tekin, şarkıcı olan değil) birlikte performans yapma fikri ortaya çıktı. Zira tek başıma bir buçuk saat set çalabilecek yetkinlikte değilim. Oktoberfest ile iletişime geçti Deniz, sağ olsunlar çok olumlu baktılar projeye ve Eskişehir’de ilk performansımız ayarlandı. Ancak son dakikada valilik akla mantığa sığmayacak nedenlerle festivali iptal etti. Bir de böyle şeylerle uğraşıyoruz.

Kardeşiniz Ceylan Özgün Özçelik yönetmen ve senarist. Peki, siz hiçbir filmde ya da dizide rol almayı düşünmediniz mi, ilerde ekranlarda da sizi görebilir miyiz? 

Gerçekten çok düşündüm ve Butik Oyunculuk Atölyesi’nde bir kur oyunculuk eğitimi aldım. Bu eğitimi, Nova Norda ile aldık. Herkese bu tür eğitimleri denemesini tavsiye ederim; benim için müthiş bir deneyimdi. Oyunculuk eğitimi alanında henüz yüzeyden bir giriş yapmış olsak da bu süreçte kafamın büyük ölçüde açıldığını rahatlıkla söyleyebilirim. Şu anda aktif olarak kendime uygun projeler arıyorum. Oyunculukta, menajerlik konusunda Batuhan Yelekoğlu ilgileniyor ve Kahraman Özden ile çalışıyorlar. Özellikle komedi türünde oyunculuk yapabileceğimi düşünüyorum, ancak bir müzikalde de yer almayı çok istiyorum. Oyunculuk, müzikle birleştiğinde farklı bir deneyim yaratabilir ve bu beni heyecanlandırıyor.

“Akustik folk ezgilerinden Avrupai elektronik tınılara, herhangi bir müzik türüne kök salmayı reddediyorum.” diye bir sözünüz var. Müzikte tür sınırlarını reddetmenizin ardındaki olay nedir? 

Çok basit bir sebebi var, sıkılıyorum. Sıkılgan bir insanım. Sıkıldığım zaman değişiklik yapasım geliyor ve yeni şeylere yöneliyorum. Bir de yaşamaya karşı biraz maymun iştahlı bir insanım. Aklımda devamlı ölüm vardır ve hayatı dibine kadar yaşamak isterim. Bu gibi dürtüler ister istemez insanı heyecan arayışına sürüklüyor. Her tarzdan müzik dinliyorum ve herhangi bir tarzdan etkilendiğim zaman onu yapma dürtüsü geliyor, ister istemez.

Müziğinizin yanı sıra diğer ilgi alanlarınız veya hobileriniz nelerdir? 

Kitap okumayı ve film izlemeyi çok seviyorum, özellikle bilim kurgu türünde eserlere ilgi duyarım. Haruki Murakami’nin kitaplarını da sıkça okurum. Ayrıca arkadaşlarımla oyun oynamak da keyif aldığım bir aktivite. Geçen günlerde DND evrenine girdim ve Dolu Kadehi Ters Tut grubundan Oğulcan Dungeon Master’ımız oldu, sağ olsun. Tüm oyunculara selamlar. Eskişehir’de de güzel board game kafeler varmış, Eskişehir’e konsere gittiğimde uğrayacağım. 

Biraz da özel hayatınızdan bahseder misiniz? Çok fazla kadın hayranınız olduğunu biliyoruz. Peki, kalbinizde biri var mı, aşka ve evliliğe bakış açınız nasıldır? 

Aşka inanırım. Evliliğe ve tek eşliliğe de inanırım. Uzun bir ilişkiden yeni çıktım, daha önce söylediğim üzere. Kalbimde de o vardı tabii. Ancak ilişkiler gerçekten karmaşık şeyler. Burada yıllarca konuşabiliriz ve yine de bir yere varamayız belki. Bu konuları terapistimle konuşuyorum bol bol.

Yorumlar (0)
Ayın Anketi Tümü
Yeni Yıl'da Hangi Kararları Alıyorsun?
Yeni Yıl'da Hangi Kararları Alıyorsun?
10
açık